Mü'min Sûresi 50. Ayet Tefsiri


50 / 85


Mü'min Sûresi Hakkında

Mü’min sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 85 âyettir. İsmini, 28-45. âyetlerde kıssası anlatılan ve kendisinden “mü’min adam” diye bahsedilen Firavun ailesinden Hz. Mûsâ’ya inanan bir kimseden alır. Sûrenin bir ismi de اَلْغَافِرُ (Ğâfir)dir. Bu ismini ise 3. âyette geçen ve Allah Teâlâ’nın “bağışlayıcı” mânasına gelen Ğâfir güzel isminden alır. Resmî tertibe göre 40, iniş sırasına göre 60. sûredir.

Mü'min Sûresi Konusu

Sûrenin, müşriklerin müslümanlara işkencelerinin iyice arttığı ve artık Resûlullah (s.a.s.)’i öldürme planları yaptıkları bir dönemde indiği anlaşılmaktadır. Çünkü verilen misaller hep bu istikâmettedir. Daha önce geçen inkârcılar da peygamberlerini öldürmek istemişlerdi, fakat Allah, peygamberlerini onların elinden kurtarmış ve kendilerini helak etmişti. Firavun Mûsâ (a.s.)’ı öldürmek istedi, Firavun’u suda boğmak suretiyle onu da kurtardı. Sûrede uzunca kıssası anlatılan “mü’min adam” ise, Hz. Mûsâ’nın öldürülmesine karşı çıkan ve onu savunan bir mücâhittir. O, hak-bâtıl mücâdelesinde hakkın üstün gelmesi için gerçekten çok akıllı ve dengeli bir tebliğ siyâseti güden kâmil bir mü’min modeli olarak takdim edilir. Bu akıllı kişinin, ortamı germeden, incitmeden, ibretli misallerle akıllara ve duygulara dengeli hitap ederek sonuç almaya çalıştığı görülür. Aynı tavrı Mekke’de müşriklere karşı Hz. Ebubekir’in sergilediğini görürüz. Sûrede bu esas konuya binâen Resûlullah (s.a.s.)’in zafere erişeceği ve müşriklerin mağlup olacağı haber verilir. Allah’ın sonsuz kudret ve azametinin bir kısım kevnî delilleri sergilenir. O’nun insanlığa olan büyük nimetlerinden bahsedilir. Neticede Peygamber (s.a.s.)’in davetini reddedip Allah ve âhiretin varlığını kabul etmeyenlerin hazin âkıbet ve pişmanlıklarından; cehennem azabını gördükten sonra inanmalarının artık bir fayda vermeyeceğinden söz edilir.

Mü'min Sûresi Nuzül Sebebi

Mushaftaki sıralamada kırkıncı, iniş sırasına göre altmışıncı sûredir. Zümer sûresinden sonra, Fussılet sûresinden önce Mekke’de inmiştir. “Hâ-mîm” diye başlayan ve arka arkaya gelen yedi sûrenin ilkidir.

Mü'min Sûresi Fazileti

Mü’min suresi, حٰمٓ  (Hâ. Mîm) diye başlayan yedi surenin ilkidir. Bu surenin de dâhil olduğu “Hâ. Mîm”le başlayan yedi sureye حَوَام۪يمْ (Havâmîm) yani “Hâmîmler” denir. Bu sûrelerin okunmasını teşvik eden bazı hadisler ve sahâbe sözleri nakledilir. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s.), Mü’min sûresinin ilk üç âyeti ile Bakara sûresinin 255. âyeti olan Âyete’l-Kürsî’yi sabah akşam okuyan bir kimsenin bu sâyede muhafaza olacağını haber vermektedir. (Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’an 21)

TEFSİR:

Ebu’d-Derdâ (r.a.)’den rivayete göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Cehennemlikler üzerine açlık belası salınacak, öyle ki bu açlık, içinde bulundukları azaba denk gelecek. Açlıktan kur­tulmak için imdat dileyecekler, bu sefer onlara ne doyuran, ne de açlığa kar­şı bir faydası olan ضَر۪يعٌ (darî‘) denilen yiyecek verilecek. Onu yiyecekler, fakat on­lara hiçbir faydası olmayacak. Yine imdat dileyecekler, bu sefer onlara bo­ğazda tıkanıp kalan bir yiyecek verilecek ve bu boğazlarına tıkanıp kalacak. Dünyada iken boğazlarına tıkanan lokmaları suyla aşağı doğru indirdikleri­ni hatırlayacaklar. Bu sefer imdat dileyerek kendilerine içecek bir şeyin ve­rilmesini isteyecekler. Bu sefer onlara kancalar ile kaynar su geti­rilecek. Bu kaynar su yüzlerine yaklaştırıldığında yüzlerini yakıverecek. Karın­larına ulaştığında bağırsaklarını ve karınlarında bulunan ne varsa her şeyi pa­ramparça edecek. Bu sefer meleklerden yardım isteyecekler ve aralarında bu âyetlerde yer alan konuşma geçecek.” (Tirmizî, Cehennem 5/2586)

Meleklerin, “kendiniz yalvarın” sözünde, onların dualarına icâbet edilebileceği konusunda bir ümit verme kastı yoktur. Bununla kâfirlere asla şefaat etmeyeceklerini haber verirler. Bir de artık dualarının kabul edilebileceği gibi bir düşünceyi tamamen unutmalarını telkin ederler. Ne kadar yalvarsalar da boşunadır. Çünkü bu, yapılması gereken bir zamanda yapılmamıştır.

Bütün bunlar inkârcıları bekleyen hazin âkibetler, tahammülü imkansız acı felâketlerdir. Peygamberlerin ve onlara inananların durumu ise elbette farklı olacaktır:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-66-ayeti-ne-anlatiyor-198111-m.jpg
İsra Suresinin 66. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 66. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 66. Ayet Arapça: رَبُّكُمُ الَّذ۪ي يُزْج۪ي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-53-ayeti-ne-anlatiyor-198097-m.jpg
İsra Suresinin 53. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 53. Ayet Arapça: وَقُلْ لِعِبَاد۪ي يَقُولُوا الَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-44-ayeti-ne-anlatiyor-198073-m.jpg
İsra Suresinin 44. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-32-ayeti-ne-anlatiyor-198063-m.jpg
İsra Suresinin 32. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-198037-m.jpg
İsra Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/hadid-suresinin-tefsiri-198029-m.jpg
Hadid Suresinin Tefsiri

Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır.  Mushaf t ...