Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | A'râf / 7 | Sonra olup biten her şeyi kesin bir bilgiye dayanarak kendilerine anlatacağız. Çünkü biz, hiçbir zaman onlardan uzak ve habersiz değildik. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 8 | Gerçek tartı o gün olacaktır. Artık kimin iyilikleri tartıda ağır gelirse, işte onlar nihâî başarı ve kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 9 | Kimin de iyilikleri tartıda hafif gelirse, işte onlar, âyetlerimize karşı çıkmaları yüzünden kendilerini ziyan edenlerdir. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 10 | Gerçek şu ki sizi yeryüzüne yerleştirdik; orada sizin için geçim vasıta ve kaynakları var ettik. Fakat siz ne kadar az şükrediyorsunuz! |
|
Ömer Çelik | A'râf / 11 | Sizi yarattık, sonra size şekil ve biçim verdik, sonra da meleklere: “Âdem’e secde edin!” buyurduk. Hepsi hemen secde etti. İblîs müstesnâ; o, secde edenlerden olmadı. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 12 | Allah: “Ey İblîs! Emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?” diye sordu. İblîs: “Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten onu ise çamurdan yarattın” dedi. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 13 | Allah: “Öyleyse hemen in o cennetten! Orada büyüklük taslamaya hakkın yok. Haydi defol! Çünkü sen aşağılık kimselerden birisin!” buyurdu. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 14 | İblîs: “İnsanların yeniden diriltileceği güne kadar bana yaşama fırsatı ver” dedi. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 15 | Allah da: “Tamam, artık sen kendine yaşama fırsatı verilenlerden birisin” buyurdu. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 16 | Bunun üzerine İblîs şunları söyledi: “Beni azdırmana karşılık, yemin olsun ki ben de kullarını saptırmak için senin doğru yolun üzerinde pusu kurup oturacağım.” |
|
Ömer Çelik | A'râf / 17 | “Sonra onlara mutlaka önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de onların çoğunu şükredici bulamayacaksın” dedi. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 18 | Allah da: “Kınanmış ve rahmetimden kovulmuş olarak haydi defol oradan! Artık insanlardan kim sana uyarsa, yemin olsun ki, hepinizi cehenneme tıkayacağım” buyurdu. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 19 | Allah: “Ey Âdem! Sen de eşinle beraber cennete yerleşin. Dilediğiniz yerden canınızın çektiği her çeşit nimetten yiyin, için. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!” buyurdu. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 20 | Derken şeytan, gözlerinden gizlenmiş edep yerlerini açığa çıkarmak ve fıtratlarında yer alıp da o ana kadar farkında olmadıkları şehvet duygularını kamçılayıp onları isyana sürüklemek için her ikisine de fısıldayarak şu telkinde bulundu: “Rabbiniz size bu ağacı, sırf melek olmamanız veya burada ebediyen kalmamanız için yasakladı.” |
|
Ömer Çelik | A'râf / 21 | Bir de ardından: “Gerçekten ben sizin iyiliğiniz için öğüt veriyorum” diye yemin üstüne yemin etti. |
|
Hac suresinin 63. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 63. Ayet Arapça: ِ اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءًۘ فَتُصْبِحُ الْا ...
Kur’an-ı Kerim’i okurken nerede durulup nerede geçilmesi gerektiğini bize gösteren duraklar mevcuttur. Bunlara “vakıf” denir. Vakıf; Kur’ân-ı Kerim ok ...
Hac suresinin 55. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 55. Ayet Arapça: ِ وَلَا يَزَالُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي مِرْيَةٍ مِنْهُ حَتّٰى تَأْتِيَهُمُ ال ...
Hac suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 46. Ayet Arapça: ِ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓ ...
Hac suresinin 35. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 35. Ayet Arapça: ِ اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى ...
Hac suresinin 30. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 30. Ayet Arapça: ِ ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه ...