İnşikak Sûresi 1-5. Ayet Tefsiri


1-5 / 25


İnşikak Sûresi Hakkında

İnşikâk sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 25 âyettir. İsmini birinci âyette geçen اِنْشَقَّتْ (inşekkat) kelimesinin masdarından alır. اَلإنْشِقَاقُ (inşikāk), “yarılıp parçalanmak” demektir.  İçinde secde âyeti bulunan sûrelerden biridir. Mushaf tertîbine göre 84, iniş sırasına göre ise 83. sûredir.

İnşikak Sûresi Konusu

Kıyâmetin kopuşu esnâsında gökte ve yerde meydana gelecek korkunç hâdiseler, mahşer, amel defterlerinin dağıtılması, hesap, iyilere verilecek mükâfat ve kötüleri bekleyen ceza konuları kısa fakat son derece tesirli bir üslupla arz edilir.

İnşikak Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada seksen dördüncü, iniş sırasına göre seksen üçüncü sûredir. İnfitâr sûresinden sonra, Rûm sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

اِذَا السَّمَٓاءُ انْشَقَّتْۙ ﴿١﴾
وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْۙ ﴿٢﴾
وَاِذَا الْاَرْضُ مُدَّتْۙ ﴿٣﴾
وَاَلْقَتْ مَا ف۪يهَا وَتَخَلَّتْۙ ﴿٤﴾
وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْۜ ﴿٥﴾
Karşılaştır 1: Gök yarılıp parçalandığı,
Karşılaştır 2: Kendisine devamlı yaraştığı şekilde Rabbinin emrini dinleyip boyun eğdiği zaman,
Karşılaştır 3: Yer uzatılıp dümdüz edildiği,
Karşılaştır 4: İçindekileri dışarı atıp boşaldığı,
Karşılaştır 5: Kendisine devamlı yaraştığı şekilde Rabbinin emrini dinleyip boyun eğdiği zaman her insan yaptığı ile karşılaşacaktır!

TEFSİR:

Kıyâmet öylesine dehşetli ve korkunç bir gündür ki, o koptuğunda göklerde ve yerde büyük hâdiseler olur. O günün heybetinden gök yarılıp parçalanır. Rabbi ne buyurursa onu dinler ve tam bir inkıyatla O’na boyun eğer. Yeryüzünde de müthiş değişiklikler olur. Üzerindeki dağlar toz duman haline getirilip yok edilerek yeryüzü, derinin gerilip düzeltildiği gibi dümdüz hale getirilir. (bk. Tâhâ 20/105-107) Yerin içindekiler dışarı atılır. Ölüler, madenler, hazineler ne varsa hepsi boşaltılır. Gök gibi yer de Rabbinin emrine kulak verir, dinler ve boyun eğer. Zaten, yarattığı mahluklar olarak onlara yakışan da budur. İşte böylece kıyamet kopmuş, ebedi âhiret günü başlamış olur. O gün insan dünyada ne yapıp ettiğini öğrenir, hesaba çekilir ve hak ettiği karşılığı görür. Bu sebeple şimdi hitap insana çevrilmekte, Rabbine doğru devam eden yolculuğuna dikkat çekilerek, o karşılaşacağı âkıbeti hususunda uyarılmaktadır:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresinin-84-ayeti-ne-anlatiyor-199541-m.png
Müminûn Suresinin 84. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tegabun-suresinin-tefsiri-199514-m.jpg
Teğâbün Suresinin Tefsiri

Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresinin-62-ayeti-ne-anlatiyor-199526-m.jpg
Müminûn Suresinin 62. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-53-ayeti-ne-anlatiyor-199487-m.jpg
Müminûn Suresinin 53. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2022/11/yasin-suresinin-fazileti-189631-m.jpg
Yasin Suresinin Fazileti

Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ  (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-29-ayeti-ne-anlatiyor-199466-m.jpg
Müminûn Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...