# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ اَشْتَاتًاۙ لِيُرَوْا اَعْمَالَهُمْۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Yevme-iżin yasduru-nnâsu eştâten liyurav a’mâlehum | |
1. | Ömer Çelik Meali | O gün insanlar, yaptıkları işlerin kendilerine gösterilmesi için kabirlerinden çıkıp hesap yerine bölük bölük gelirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O gün insanlar işlerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük dönerler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O gün nâs, müteferrık surette fırlıyacaklardır, amelleri kendilerine gösterilmek için |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O gün insanlar, amelleri (nin karşılığı) kendilerine gösterilmek için, dağınık dönecek (ler) dir! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O gün insanlar, amelleri(nin karşılığı) kendilerine gösterilmek için (mahşer yerinden)bölük bölük (Cennet ve Cehennemdeki yerlerine) döner(ler). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O gün (kıyamette) insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek için (rütbelerinin icabı) fırka fırka (kabirlerinden) çıkacaktır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilmek için perakende bir halde dönerler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O gün insanlar, yaptıkları işler kendilerine gösterilsin diye, bölük bölük Allah'ın huzuruna çıkarlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | On that Day will men proceed in companies sorted out, to be shown the deeds that they (had done). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zilzâl Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...