Münâfikûn sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 11 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ve münafıklar anlamına gelen اَلْمُنَافِقُونَ (Münafıkûn) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 63, nüzûl sırasına göre ise 103. sûredir.
Sûre münafıkların iki yüzlülüklerinden, iç dünyalarından, mü’minlerin aleyhine sahip oldukları kötü düşünce ve tuzaklardan bahseder. müslümanlara, onların görünüşlerine aldanmamaları ve sinsi faaliyetlerine karşı uyanık olmaları ikazında bulunur. Münafıkların mümeyyiz vasfı olduğu gibi, dünyanın geçici nimetlerine aldanmamayı, ölüm gerçeğini dikkate alarak Allah’ın zikrinden asla gafil kalmamayı öğütler.
Mushaftaki sıralamada altmış üçüncü, iniş sırasına göre yüz dördüncü sûredir. Hac sûresinden sonra, Mücâdele sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur.
Münafıklar, dilleriyle inandıklarını söyleyip kalpleriyle inkâr eden kimselerdir. Bunlar ikiyüzlüdürler. Gerçekte iman etmedikleri halde öyle görünmeye çalışırlar. Bu sebeple onlar aynı zamanda gösteriş yapmaktadırlar. Onlar bu yalancılık ve ikiyüzlülüğü Resûlullah (s.a.s.)’e de yapıyorlardı. Gerçekte inanmadıkları halde “sen mutlaka Allah’ın peygamberisin” diye yemin ediyorlardı. Cenâb-ı Hak bu âyetlerde onların kesinlikle yalan söylediklerini haber vermektedir. Çünkü onlar yeminlerini kalkan edinip, o şekilde kendilerini mü’minlerden gelecek tehlikelere karşı koruma altına alarak, gizliden gizliye Allah yolundan yan çiziyor, başkalarını da o yoldan uzaklaştırıyorlardı. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiş ve gerçeği anlamayacak hale gelmişlerdi.
Onları daha iyi tanımak istersen, nazarlarını şu özellikleri üzerine teksif edebilirsin:Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...