Muhammed Sûresi 7. Ayet Tefsiri


7 / 38


Muhammed Sûresi Hakkında

Hz. Muhammed (s.a.s.) sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 38 âyettir. İsmini, 2. âyette geçen Peygamberimiz (s.a.s.)’in مُحَمَّدٌ (Muhammed) adından alır. Ele aldığı esas mevzuun savaş olması, mü’minleri savaşa teşvik etmesi ve 20. âyetinde de savaş mânasındaki اَلْقِتَالُ (kıtâl) kelimesinin geçmesi sebebiyle bu sûreye “kıtâl” ismi de verilmiştir. Mushaf tertibine göre 47, nüzûl sırasına göre 95. sûredir.

Muhammed Sûresi Konusu

Sûrede üç grup insandan bahsedilir: Mü’minler, kâfirler ve kalplerinde hastalık bulunan münafıklar. Medine’ye hicretin ilk günlerinde indiği anlaşılan bu sûrede mü’minler, kâfirlere karşı cihada ve savaşa hazırlanmaktadır. Yakında aralarında çok ciddi bir savaşın olacağı, dolayısıyla kâfirlerle karşılaşır karşılaşmaz boyunlarını vurup hemen işlerinin bitirilmesi, kalanların da derhal kuvvetlice bağlanıp esir edilmesi, savaş müslümanların galibiyeti ile sonuçlanıncaya kadar bu konuda asla en küçük bir gevşeklik gösterilmemesi gerektiği öğretiliyor. Alınan esirlere ise duruma göre muamele edilecektir. Bundan itibaren Allah’a inanan, O’nun yolunda cihad eden, hatta canını veren mü’minlere Cenâb-ı Hakk’ın dünya ve âhirette ihsan edeceği lutuflar; Allah’ın indirdiğine inanmayan, bunlardan hoşlanmayan,  bunlara düşman olanları da dünya ve âhirette bekleyen felaketler ve cezalar hatırlatılır. Özellikle savaş söz konusu olduğunda münafıkların iç dünyalarında kopan fırtınalar ve bunun dışa yansıyan akisleri tablolar halinde takdim edilir. Son olarak mü’minler, küfür karşısında sağlam ve sarsılmaz sıra dağlar gibi durmaya, küfürle mücâdelede en küçük bir gevşeklik göstermemeye, geçici dünyaya aldanmayıp âhiret sermayesine talip olmaya ve mallarıyla canlarıyla din emânetine sahip çıkmaya davet edilir. Bu yolda lazım gelen fedakârlık gösterilmediği takdirde bu yüce emanetin ellerinden alınabileceği ve bir başka millete verilebileceği ikazıyla mü’min gönüller infak, tebliğ ve cihada teşvik edilir.

Muhammed Sûresi Nuzül Sebebi

         Sûre Medine’de, Bedir Savaşı’ndan sonra ve muhtemelen Uhud Savaşı esnasında, Hadîd sûresinin peşinden nâzil olmuştur. Mekke’de indiğini söyleyenler, İbn Abbas’ın, 13. âyeti kastederek “Mekke’de, Hz. Peygamber oradan keder içinde ayrılırken gelmiştir” sözünü genelleştirerek yanılmışlardır (Kurtubî, XVI, 216; İbn Âşûr, XXVI, 71). Bu ayrılıştan maksat hicret ise, yalnızca 13. âyet Mekke’de inmiş demektir, Vedâ haccındaki ayrılış kastediliyorsa, o da Medine’de inenlere dahildir.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ ﴿٧﴾
Karşılaştır 7: Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine ve peygamberine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve bu uğurda bulunduğunuz her yerde ayaklarınızı sağlam tutar, kaydırmaz.

TEFSİR:

Cenâb-ı Hakk’ın kimsenin yardımına muhtaç olmadığı açıkça bilinen bir husus olduğu için “Allah’a yardım”dan maksat, Allah’ın dinine ve peygamberine yardım olduğu anlaşılır. O’nun dinini yüceltmek; bu dinin öğrenilmesini, yaşanıp yaşatılmasını sağlamak yolunda malla canla cihad etmektir. Allah Teâlâ, kendi dinine yardım edenlere dünya hayatında İslâm, iman ve ihsan üzere sebat verir. Onları bâtıl inanç ve amellere kaymaktan korur. Savaş esnasında da ilâhî yardımlarıyla onları destekler. Nitekim Bedir savaşında meleklere, “Ben elbette sizinle beraberim; siz de mü’minlerin sarsılmamalarını sağlayın!” (Enfâl 8/12) diye vahyettiği haber verilir.

İnkârcılar, eski cahiliye âdetlerini, bâtıl inanç ve ahlâki kokuşmuşluklarını tercih ederek Allah’ın doğru yolu görmeleri için indirdiği Kur’an’ı, onda yer alan emirleri beğenmiyor, reddediyorlardı. Bu sebeple Allah’ın gazabına uğrayarak, yüzüstü yıkılıp gitmişlerdir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...