Hz. Muhammed (s.a.s.) sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 38 âyettir. İsmini, 2. âyette geçen Peygamberimiz (s.a.s.)’in مُحَمَّدٌ (Muhammed) adından alır. Ele aldığı esas mevzuun savaş olması, mü’minleri savaşa teşvik etmesi ve 20. âyetinde de savaş mânasındaki اَلْقِتَالُ (kıtâl) kelimesinin geçmesi sebebiyle bu sûreye “kıtâl” ismi de verilmiştir. Mushaf tertibine göre 47, nüzûl sırasına göre 95. sûredir.
Sûrede üç grup insandan bahsedilir: Mü’minler, kâfirler ve kalplerinde hastalık bulunan münafıklar. Medine’ye hicretin ilk günlerinde indiği anlaşılan bu sûrede mü’minler, kâfirlere karşı cihada ve savaşa hazırlanmaktadır. Yakında aralarında çok ciddi bir savaşın olacağı, dolayısıyla kâfirlerle karşılaşır karşılaşmaz boyunlarını vurup hemen işlerinin bitirilmesi, kalanların da derhal kuvvetlice bağlanıp esir edilmesi, savaş müslümanların galibiyeti ile sonuçlanıncaya kadar bu konuda asla en küçük bir gevşeklik gösterilmemesi gerektiği öğretiliyor. Alınan esirlere ise duruma göre muamele edilecektir. Bundan itibaren Allah’a inanan, O’nun yolunda cihad eden, hatta canını veren mü’minlere Cenâb-ı Hakk’ın dünya ve âhirette ihsan edeceği lutuflar; Allah’ın indirdiğine inanmayan, bunlardan hoşlanmayan, bunlara düşman olanları da dünya ve âhirette bekleyen felaketler ve cezalar hatırlatılır. Özellikle savaş söz konusu olduğunda münafıkların iç dünyalarında kopan fırtınalar ve bunun dışa yansıyan akisleri tablolar halinde takdim edilir. Son olarak mü’minler, küfür karşısında sağlam ve sarsılmaz sıra dağlar gibi durmaya, küfürle mücâdelede en küçük bir gevşeklik göstermemeye, geçici dünyaya aldanmayıp âhiret sermayesine talip olmaya ve mallarıyla canlarıyla din emânetine sahip çıkmaya davet edilir. Bu yolda lazım gelen fedakârlık gösterilmediği takdirde bu yüce emanetin ellerinden alınabileceği ve bir başka millete verilebileceği ikazıyla mü’min gönüller infak, tebliğ ve cihada teşvik edilir.
Sûre Medine’de, Bedir Savaşı’ndan sonra ve muhtemelen Uhud Savaşı esnasında, Hadîd sûresinin peşinden nâzil olmuştur. Mekke’de indiğini söyleyenler, İbn Abbas’ın, 13. âyeti kastederek “Mekke’de, Hz. Peygamber oradan keder içinde ayrılırken gelmiştir” sözünü genelleştirerek yanılmışlardır (Kurtubî, XVI, 216; İbn Âşûr, XXVI, 71). Bu ayrılıştan maksat hicret ise, yalnızca 13. âyet Mekke’de inmiş demektir, Vedâ haccındaki ayrılış kastediliyorsa, o da Medine’de inenlere dahildir.
Münafıklar gibi küfürlerini gizlemeyip, açıktan inkâr edenler, kendileri inkâr ettikleri gibi, başka insanları da çeşitli yollarla Allah’ın yolundan engelleyenler, bununla da yetinmeyip bir de Allah Resûlü’ne karşı savaş açanlara gelince, bunlar Allah’a yani onun peygamberine bir zarar veremeyeceklerdir. İçine saplandıkları küfür ve diğer menfi durumlar, onların iyi amellerinin sevabını mahvedecektir. Yahut küfür yolundaki bütün mesaileri boşa gidecek ve başarılı olamayacaklardır. Bu vesileyle mü’minlere hitap edilerek, eğer amellerinin boşa gitmesini istemiyorlarsa, mutlaka bunların Allah’ın emrine ve Rasûlü’nün sünnetine uygun olması lazım geldiği hatırlatılır. Yani Allah ve Rasûlü’ne itaat muhtevasında olan ameller makbul olacak; bunlara itaatin dışına çıkan ameller ise kabule şayan olmayacaktır. Ömrünü küfür ve Allah yolundan men etme uğrunda tüketip sonunda da kâfir olarak ölenler ise asla Allah’ın bağışlamasına nâil olamayacaklardır.
O halde ey mü’minler:Hüvallahüllezi, Haşr suresinin son 3 ayetidir. Huvallahüllezi'de Allah'ın bazı isimleri zikredilir. Hüvallahüllezi Tefsiri (Haşr Suresi 22-24. Ayetle ...
Allah’ın emirlerine sarılıp yasaklarından kaçınanlara[1] ve bütün insanlara bir hidayet kaynağı olan Kur’an’ın indirilmeye başlandığı rahmet ayı olan ...
Haşr sûresi Medine’de inmiştir. 24 âyettir. İsmini, ikinci âyette geçip “sevkiyat için bir yere toplama” mânasına gelen اَلْحَشْرُ (haşr) kelimesinden ...
Malik b. Yesâr`dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim sabahleyin üç defa "euzubillahis-Semî`il-Alîmi mines-şeytanirrac ...
Meryem Suresinin 87. ayetinde şöyle buyrulur: Meryem Suresi 87. Ayet Arapça: لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ اِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمٰنِ ع ...
Ramazan oruç ve Kur’an ayıdır. Bakara 183’te daha öncekilere olduğu gibi İslam ümmetine de farz kılındığı bildirilen oruçtan maksadın takvaya erişmek ...