Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Mâide / 67 | Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer böyle yapmazsan elçilik vazîfeni yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola erdirmez. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 68 | De ki: “Ey Ehl-i kitap! Tevrat’ın, İncil’in ve son olarak Rabbinizden size indirilmiş olan Kur’an’ın hükümlerini tam olarak uygulayıncaya kadar din adına herhangi bir sağlam esasa dayanmış olmazsınız.” Rabbinden sana indirilen âyetler, elbette onların pek çoğunun azgınlığını ve küfrünü daha da artıracaktır. Artık o kâfirler topluluğu için üzülme! |
|
Ömer Çelik | Mâide / 69 | Sözde iman edenlerden, yahudilerden, sabiîlerden ve Hristiyanlardan kim Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih ameller işlerse, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 70 | Andolsun biz, İsrâiloğulları’ndan kesin ve bağlayıcı söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin hoşlanmayacağı ilâhî buyruklar getirdiyse, o peygamberlerden bir kısmını yalanlıyor, bir kısmını da öldürüyorlardı. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 71 | İşledikleri bu kötülüklerin başlarına belâ olmayacağını sanıp, hakikate karşı kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah onların tevbesini kabul etti. Fakat ardından pek çoğu yine kör ve sağır kesildiler. Oysa Allah, onların bütün yaptıklarını görmektedir. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 72 | “Allah, ancak Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih onlara şöyle demişti: “Ey İsrâiloğulları! Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Şunu bilin ki, kim Allah’a şirk koşarsa, Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer ateştir. O gün zâlimler için hiçbir yardımcı da yoktur. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 73 | “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler de hiç şüphesiz kâfir olmuşlardır. Halbuki tek olan ilâhtan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer söyleyegeldikleri bu iddiadan vazgeçmezlerse, onlardan inkâra saplananlara pek acıklı bir azap dokunacaktır. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 74 | Öyleyse, hâla samimi bir tevbe ile Allah’a dönüp, O’ndan kendilerini bağışlamasını istemeyecekler mi? Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 75 | Meryem oğlu Mesih ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçti. Annesi de doğru sözlü, iffetli ve dürüst bir kadındı. İkisi de diğer insanlar gibi yemek yerlerdi. Bak, biz onlara gerçekleri delilleriyle nasıl açıklıyoruz, ama gel gör ki onlar, belli tesirler altında nasıl da akılları çelinip, bâtıl sevdalar peşinde koşturup duruyorlar. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 76 | Onlara şöyle de: “Allah’ı bırakıp da size ne bir zarar ne de bir fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi kulluk ediyorsunuz?” Allah, her şeyi hakkıyla işiten ve kemâliyle bilendir. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 77 | De ki: “Ey Ehl-i kitap! Dininizde gerçeğin sınırlarından taşarak aşırılıklara düşmeyin. Daha önce kendileri saptığı gibi, pek çoklarını da saptırmış ve hâlâ da düz yoldan sapmaya devam eden bir topluluğun arzularına uymayın. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 78 | İsrâiloğulları’ndan kâfir olanlar hem Dâvûd hem de Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlendiler. Bunun sebebi, onların Allah’a isyan etmeleri ve haddi aşıp durmalarıydı. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 79 | Onlar, yapmakta oldukları kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yaptıkları işler, gerçekten ne kadar kötü idi. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 80 | Onların çoğunun kâfirleri dost ve sırdaş edindiklerini görürsün. Nefislerinin bizzat kendilerinin geleceği için işleyip gönderdikleri şey gerçekten ne kötüdür ki, bu yüzden Allah’ın gazabına uğramışlardır. Onlar cehennem azabı içinde ebedî olarak kalacaklardır. |
|
Ömer Çelik | Mâide / 81 | Şayet Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene inanıyor olsalardı kâfirleri dost ve sırdaş edinmezlerdi. Ne var ki, onların birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir. |
|
Kur’an-ı Kerim’i okurken nerede durulup nerede geçilmesi gerektiğini bize gösteren duraklar mevcuttur. Bunlara “vakıf” denir. Vakıf; Kur’ân-ı Kerim ok ...
Hac suresinin 55. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 55. Ayet Arapça: ِ وَلَا يَزَالُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي مِرْيَةٍ مِنْهُ حَتّٰى تَأْتِيَهُمُ ال ...
Hac suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 46. Ayet Arapça: ِ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓ ...
Hac suresinin 35. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 35. Ayet Arapça: ِ اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى ...
Hac suresinin 30. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 30. Ayet Arapça: ِ ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه ...
Hac suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 23. Ayet Arapça: ِ اِنَّ اللّٰهَ يُدْخِلُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ ...