Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Ahkaf / 6 | İnsanlar mahşerde toplandıkları zaman, o yalvardıkları şeyler müşriklere düşman kesilecek ve onların kendilerine tapınmalarını şiddetle reddedeceklerdir. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 7 | Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğunda içlerinden inkâra saplananlar, kendilerine ulaşan Kur’an hakkında: “Bu düpedüz bir büyü!” dediler. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 8 | Yoksa: “Onu kendisi uyduruyor!” mu diyorlar? Rasûlüm! De ki: “Eğer ben onu uydurmuşsam, sizin gücünüz beni Allah’ın azabından kurtarmaya asla yetmez. Kaldı ki O, sizin Kur’an hakkında yaptığınız taşkınlıkları, onun etrafında kopardığınız yaygaraları da çok iyi bilmektedir. Benimle sizin aranızda şâhit olarak O yeter. O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 9 | De ki: “Peygamber olarak gönderilen ilk kişi ben değilim. Bana veya size ne yapılacağını da bilemem. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım; çünkü ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 10 | De ki: “Bir düşünsenize, Kur’an gerçekten Allah katından gönderilmiş olup siz onu inkâr etmişseniz, üstelik İsrâiloğulları’ndan bir şâhit de bu kitabın haber verdiği gerçeklerin aynısını Tevrat’ta görüp Kur’an’a iman ettiği halde siz kibirlenip ondan yüz çevirmişseniz, sizden daha zâlim kim olabilir? Hiç şüphesiz Allah, öyle zâlim bir toplumu doğru yola erdirmez!” |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 11 | Küfre saplananlar, bir de mü’minler hakkında şöyle diyorlar: “Eğer Kur’an iyi ve faydalı bir şey olsaydı, şu ayak takımı kimseler ona inanmakta bizi geçemezlerdi.” Böyle söyleyenler, Kur’an’la doğru yolu bulamadıkları için, artık: “Zâten bu, eski, modası geçmiş bir yalan!” diyeceklerdir. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 12 | Oysa Kur’an’dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Mûsâ’nın kitabı vardı. Kur’an ise, zulmedenleri uyarmak ve iyi ve makbul işler yapanları müjdelemek üzere Arap diliyle indirilmiş, kendisinden öncekileri doğrulayan bir kitaptır. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 13 | “Rabbimiz Allah’tır!” deyip sonra da özde ve sözde dosdoğru olarak inanç, amel ve ahlâkta sapmadan doğru yolu tâkip edenler var ya, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 14 | Onlar cennetin yârân ve yoldaşlarıdır; yaptıklarının bir mükâfatı olarak orada ebedî kalacaklardır. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 15 | Biz insana anne babasına en güzel şekilde davranmasını önemle emrettik. Çünkü annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun ana karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihâyet insan güçlü kuvvetli çağına erişip kırk yaşına varınca şöyle der: “Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeyi ve seni hoşnut kılacak sâlih ameller işlemeyi bana nasip et. Soyumdan gelenleri de sâlih insanlar yap. Tevbe edip senin kapına döndüm ve ben tam bir teslimiyetle sana boyun eğenlerdenim.” |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 16 | Bunlar öyle bahtiyarlardır ki, yaptıkları güzel amellerin mükâfatlarını onların en güzeline göre verecek şekilde kabul eder, günahlarını bağışlar ve kendilerini cennetin yârân ve yoldaşlarından kılarız. Bu, onlara verilmiş ve kesin olarak gerçekleşecek bir sözdür. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 17 | Bir de öylesi var ki, kendisini imana dâvet eden anne babasına: “Öf be! Yetti artık! Benden önce nice nesiller gelip geçmişken ve hiçbiri dirilip geri gelmemişken siz beni mezarımdan dirilip çıkarılmakla mı tehdit ediyorsunuz?” der. Ana babası Allah’ın yardımına sığınarak: “Evlâdım! Kendine yazık etme! İnadı bırak da imana gel! Çünkü Allah’ın va‘di gerçektir” dediklerinde ise: “Bu söylediğiniz, eskilerin masallarından başka bir şey değil” diye diretir. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 18 | İşte bunlar, kendilerinden önce gelmiş geçmiş isyankâr cin ve insan toplulukları içinde, haklarında azap hükmünün kesinleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar, kıyâmet günü büyük bir hüsrâna uğrayacaklardır. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 19 | Herkesin yaptığı işlere göre dereceleri vardır. Allah onlara amellerinin karşılığını tam olarak verecek ve kimseye asla haksızlık yapılmayacaktır. |
|
Ömer Çelik | Ahkaf / 20 | O gün, dünyada iken küfre batmış olanlar ateşe sunulacak ve kendilerine şöyle denecek: “Siz bütün zevklerinizi dünya hayatınızda hoyratça harcayıp tükettiniz ve bunlarla safâ sürdünüz. Âhirete eli boş geldiniz. Bu gün ise, hiç hakkınız olmadığı halde yeryüzünde büyüklük taslamanız ve doğru yoldan çıkmanız sebebiyle alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız!” |
|
Kur’an-ı Kerim’i okurken nerede durulup nerede geçilmesi gerektiğini bize gösteren duraklar mevcuttur. Bunlara “vakıf” denir. Vakıf; Kur’ân-ı Kerim ok ...
Hac suresinin 55. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 55. Ayet Arapça: ِ وَلَا يَزَالُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي مِرْيَةٍ مِنْهُ حَتّٰى تَأْتِيَهُمُ ال ...
Hac suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 46. Ayet Arapça: ِ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓ ...
Hac suresinin 35. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 35. Ayet Arapça: ِ اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى ...
Hac suresinin 30. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 30. Ayet Arapça: ِ ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه ...
Hac suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 23. Ayet Arapça: ِ اِنَّ اللّٰهَ يُدْخِلُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ ...