Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Bakara / 102 | Onlar, Süleyman’ın saltanatı aleyhinde şeytanların uydurduğu yalanlara uydular. Oysa Süleyman hiçbir zaman kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü onlar, insanlara büyü yapmayı ve Bâbil’de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirilen bilgileri öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek: “Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın öğrettiğimiz bilgileri büyü yapmada kullanıp da kâfir olma!” demeden hiç kimseye bir şey öğretmezlerdi. Onlar ise bu iki melekten, karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Onlar, Allah’ın izni olmadıkça o büyü ile hiç kimseye zarar veremezler. Fakat onlar kendilerine fayda değil zarar verecek şeyi belliyorlardı. Elbette onlar, büyüyü satın alan kimselerin âhirette hiçbir nasibi olmadığını da çok iyi biliyorlardı. Karşılığında kendilerini sattıkları şey, ne kötüdür! Keşke bunu bilselerdi! |
|
Ömer Çelik | Bakara / 228 | Geri dönülebilir talâk ile boşanan kadınlar, üç âdet müddetince bekleyip kendilerini gözetlemelidirler. Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığı hayız hâlini veya hamileliği gizlemeleri kendilerine helâl değildir. Eğer barışmak ve aralarını düzeltmek isterlerse kocaları, bu süre içinde onları geri almaya başkalarından daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin hanımları üzerinde hakları olduğu gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşrû hakları vardır. Ancak erkekler kadınlara göre bir derece daha fazla hak sahibidirler. Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. |
|
Ömer Çelik | Bakara / 229 | Boşamadan iki defa geri dönülebilir. Bundan sonra erkeğin vazîfesi ya güzelce geçinmek veya tatlılıkla ayrılmaktır. Ey kocalar! Boşanma durumunda, daha önce kadınlarınıza vermiş olduğunuz mehir ve hediyelerden hiçbir şeyi geri almanız size helâl değildir. Ancak karı koca Allah’ın koyduğu ölçülere riâyet edemeyeceklerinden endişe ederek boşanmak isterlerse durum değişir. Ey hakemler, veliler! Karı kocanın Allah’ın koyduğu ölçülere riâyet edemeyeceklerinden endişe ederseniz, bu durumda kadının, kocasından aldığının bir kısmını boşanmak için ona geri vermesinde, erkeğin de bunu almasında ikisine de bir günah yoktur. Bunlar Allah’ın belirlediği sınırlardır, sakın bu sınırları aşmayın. Kim Allah’ın koyduğu sınırları çiğnerse, işte onlar zâlimlerin tâ kendileridir. |
|
Ömer Çelik | Bakara / 230 | Şâyet koca eşini üçüncü kez boşarsa, artık o hanım bir başka erkekle bilfiil evlenip boşanmadıkça tekrar eski eşiyle evlenmesi helâl olmaz. Eğer onu ikinci kocası da boşarsa, Allah’ın koyduğu ölçülere riâyet edebileceklerine inandıkları takdirde eski karı kocanın yeniden evlenmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın, önemini bilecek ve gereğince amel edecek bir toplum için açıkladığı ölçülerdir. |
|
Ömer Çelik | Bakara / 232 | Kadınları boşadığınız zaman, onlar da bekleme süresini tamamladıklarında ey hâkimler ve veliler, meşrû bir şekilde anlaştıkları takdirde, onların mevcut kocalarıyla veya bir başka erkekle yeniden evlenmelerine engel olmayın. Bu, sizden Allah’a ve âhiret gününe inananlara verilen bir öğüttür. Bu öğütlere uygun davranmak, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Zira işin gerçeğini Allah bilir, siz bilemezsiniz. |
|
Ömer Çelik | Nisâ / 34 | Erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi, Allah’ın insanların bir kısmını diğerlerinden üstün yaratması ve bir de erkeklerin, kendi mallarından mehir ve evin geçimi gibi harcama yükümlülüklerinin olmasıdır. Şu halde sâliha kadınlar itaatkârdırlar. Allah’ın, onların kocaları üzerindeki haklarını korumasına karşılık, hanımlar da kocalarının bulunmadığı zamanlarda ve kimsenin görmeyeceği yerlerde namuslarını, onların mallarını ve çocuklarını korurlar. Dikbaşlılık ve serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince; öncelikle bunlara nasihat edin, vazgeçmezlerse yataklarında yalnız bırakın, bu da sonuç vermezse onları dövün. Size itaat ederlerse artık onlara haksızlık etmek için herhangi bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür. |
|
Ömer Çelik | Nisâ / 128 | Eğer bir kadın kocasının serkeşliğinden, geçimsizliğinden ve büsbütün kendisinden yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, o takdirde anlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Karşılıklı anlaşmak, elbette en iyi yoldur. Şu bir gerçek ki nefisler, bencil ve menfaatlerine düşkün olarak yaratılmışlardır. Bu bakımdan ey kocalar, siz eşlerinize güzel davranır ve onlara haksızlık etmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptığınız her şeyden haberdârdır. |
|
Ömer Çelik | Nisâ / 129 | Ne kadar isteseniz de eşleriniz arasında adâleti sağlamaya güç yetiremezsiniz. Hiç olmasa birine büsbütün meyledip, diğerini ne kocalı ne de kocasız bir halde askıda bırakmayın. Eğer yanlış davranışlarınızı düzeltir ve birbirinize haksızlık etmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır ve engin merhamet sahibidir. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 107 | Bunun üzerine Mûsâ asasını yere attı; o birdenbire apaçık, kocaman bir yılan kesiliverdi. |
|
Ömer Çelik | Hûd / 72 | Bunun üzerine kadın hayretler içinde: “Vay başıma gelene! Ben ihtiyar bir kadın, şu kocam da ihtiyar bir adamken, bu hâlimle çocuk mu doğuracağım? Doğrusu bu, gerçekten şaşılacak bir şey!” dedi. |
|
Ömer Çelik | Yusuf / 25 | Derken Yûsuf hızla oradan uzaklaşmaya başladı. O önde kadın arkada kapıya doğru koşuştular. Yûsuf’u yakalamaya çalışan kadın, onun gömleğini arkadan çekerek boydan boya yırttı. İşte o anda kapının hemen yanında kadının kocasıyla burun buruna geldiler. Kadın kocasına: “Senin ailene kötülük yapmak isteyen birinin cezası, zindana atılmaktan veya can yakıcı bir azaptan başka ne olabilir ki?” dedi. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 20 | Mûsâ da hemen onu yere attı. Bir de ne görsün: asa hızla kıvrılıp giden kocaman bir yılan oluvermiş! |
|
Ömer Çelik | Hac / 36 | Biz, kurbanlık sığırları ve develeri de sizin için Allah’ın dininin işaretlerinden kıldık. Onlarda sizin için pek çok hayır vardır. Onlar boğazlanmak üzere ayakta dururken üzerlerine Allah’ın adını anarak kurban edin. Nihâyet yan üstü yere yıkılıp canları çıkınca da onlardan hem siz yiyin, hem kanaat edip istemeyen fakirlere, hem de açıkça isteyen fakirlere yedirin. İşte böylece biz, o kocaman hayvanları sizin emrinize verdik ki şükredesiniz. |
|
Ömer Çelik | Nûr / 6 | Eşlerine zinâ suçu isnat edip de kendilerinden başka şâhitleri bulunmayan kocalara düşen, gerçekten doğru söylediklerine dâir her defasında Allah adına yemin ederek dört kez şâhitlikte bulunmaktır. |
|
Ömer Çelik | Nûr / 8 | Zinâ isnadıyla suçlanan kadına gelince, kocasının yalan söylediğine dâir her defasında Allah adına yemin ederek dört kez şâhitlikte bulunursa, üzerinden ceza kalkar. |
|
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...
Bu “on gece” Zilhicce ayının ilk on gecesidir. Araplar gece deyince o gecelerin gündüzlerini kastederler. Ya da bu “On Gece”den maksat Ramazan ayının ...
Müminûn suresi 1-2. ayetlerinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 1-2. Ayet Arapça: ِ قَدْ اَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَۙ اَلَّذ۪ينَ هُمْ ف۪ي صَلَاتِهِمْ خَا ...