# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ entum ‘âbidûne mâ a’bud(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Benim taptığıma da siz tapmıyorsunuz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Benim taptığıma da sizler tapmazsınız." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Siz de tapanlardan değilsiniz benim ma'buduma |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Benim (kendisine) ibâdet (de devam) edeceğime de siz kulluk ediciler değilsiniz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Siz de (benim) ibâdet etmekte olduğum (Allah)'a ibâdet ediciler değilsiniz!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Siz de, benim ibadet etmekte olduğuma (Allah'a) ibadet ediciler değilsiniz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Siz de benim ibadet ettiğime ibadet ediciler değilsiniz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Benim taptığıma da siz tapacak değilsiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nor will ye worship that which I worship. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kâfirûn Sûresi 3. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...