# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ الَّذ۪ينَ يُنَادُونَكَ مِنْ وَرَٓاءِ الْحُجُرَاتِ اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne-lleżîne yunâdûneke min verâ-i-lhucurâti ekśeruhum lâ ya’kilûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Seni evinin odalarının dışından yüksek sesle çağıranlara gelince, onların çoğu aklı ermez düşüncesiz kimselerdir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Resûlüm!) Sana odaların arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez kimselerdir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sana odaların ötesinden seslenenlerin çoğu akletmeyen kimselerdir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Resülüm!) Sana odaların arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hucrelerin arkasından sana önleyenler, her halde ekserisi aklı irmiyenlerdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hücrelerin ardından sana ünleyenler (var ya) onların, çoğunun akılları ermez. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Habîbim!) Doğrusu sana hucurât'ın (odaların) arkasından (evinin dışından, edebe muhâlif olarak) seslenen kimseler var ya, onların çoğu (bu âdâba) akıl erdirmiyorlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hücrelerin (Peygambere ait odaların) önünden seni çağıranlar (var ya), onların çoğu aklı ermiyenlerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak o kimseler ki, sana hücrelerin arkasından nidâ ediverirler. Onların çoğu âkilâne düşünmezler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sana odaların gerisinden seslenenlerin çoğu aklı ermez kimselerdir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who shout out to thee from without the Inner Apartments -(4923-A) most of them lack understanding. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hucurât Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...