# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ جَٓاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَاٍ فَتَبَيَّنُٓوا اَنْ تُص۪يبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلٰى مَا فَعَلْتُمْ نَادِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû in câekum fâsikun binebe-in fetebeyyenû en tusîbû kavmen bicehâletin fetusbihû ‘alâ mâ fe’altum nâdimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ey iman edenler! Size, ‘hiçbir endişe, iç burkulması duymadan dinin emir ve yasaklarını açıktan açığa çiğneyebilen ve yalana aldırmayan’ bir kimse önemli bir haber getirecek olursa bunun doğru olup olmadığını iyice araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa karşı haksız bir saldırıda bulunur, sonra da yaptığınıza pişman olursunuz! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ey inananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ey o bütün iyman edenler! eğer size bir fâsık bir haberle gelirse onu tahkık edin ki cehaletle bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza peşiyman olursunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ey îman edenler, eğer bir faasık size bir haber getirirse onu tahkıyk edin. (Yoksa) bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yapdığınıza peşîman kimseler olursunuz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ey îmân edenler! Eğer fâsık (yalancı, günahkâr) bir kimse size bir haber getirirse, önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınız da (bu hareketiniz doğru olmadığından) yaptığınıza pişmân olan kimseler olursunuz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ey iman edenler! Eğer size bir fâsık, bir haber getirirse, onu araştırın (doğruluğunu anlayıncaya kadar tahkik edin). Değilse bilmiyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ey imân etmiş olanlar! Eğer size bir fâsık bir haber ile gelirse hemen onu tahkik ediniz. Belki, bilmeksizin bir kavme saldırırsınız da sonra yaptığınızın üzerine peşimânlar olmuş olursunuz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirecek olursa onu araştırın. Yoksa cahillikle bir topluluğa sataşır da yaptığınıza pişman olursunuz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | O ye who believe! If a wicked person comes to you with any news, ascertain the truth, lest ye harm people unwittingly, and afterwards become full of repentance for what ye have done. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hucurât Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Sözlükte “korku namazı” anlamına gelen salâtü'l-havf tabiri fıkıhta düşman, eşkıya, hayvan saldırısı yahut yangın, sel tehlikesi gibi tehditler karşıs ...
Ayet-i kerimede buyrulur: ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Sonra gizli açık her ...
Hatim, “Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar ezberden veya yüzünden okuma” demektir. Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve ...
Ayet-i kerimede buyrulur: لٰكِنِ الرَّسُولُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ جَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْخَيْرَاتُۘ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ دَٓائِمُونَۖ Elleżîne hum ‘alâ salâtihim dâ-imûn(e). “Onlar namazlarında devamlıdırla ...