# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مَٓا اَفَٓاءَ اللّٰهُ عَلٰى رَسُولِه۪ مِنْ اَهْلِ الْقُرٰى فَلِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَابْنِ السَّب۪يلِۙ كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْاَغْنِيَٓاءِ مِنْكُمْۜ وَمَٓا اٰتٰيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهٰيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُواۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِۢ | |
Türkçe Okunuşu * | Mâ efâa(A)llâhu ‘alâ rasûlihi min ehli-lkurâ feli(A)llâhi ve lirrasûli ve liżî-lkurbâ velyetâmâ velmesâkîni vebni-ssebîli key lâ yekûne dûleten beyne-l-aġniyâ-i minkum(c) vemâ âtâkumu-rrasûlu feḣużûhu vemâ nehâkum ‘anhu fentehû(c) vettekû(A)llâh(e)(s) inna(A)llâhe şedîdu-l’ikâb(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah’ın barış yoluyla fethedilen ülkelerin halkından Peygamberi’ne nasip ettiği ganimet malları Allah’a, Peygamber’e, Peygamber’in yakın akrabasına, yetîmlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Tâ ki o mallar, içinizde sadece zenginler arasında dolaşan bir servet hâline gelmesin! Peygamber size ne verdiyse onu alın; size neyi yasakladıysa ondan da kaçının. Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası pek şiddetlidir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler, Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah’ın, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) hâline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Sizeneyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Allahın Resulüne kurâ ehalisinden tahvil buyurduğu Fey'i de Allah için ve Resulü için ve karabet sahibi ve yetimler ve miskînler ve yolda kalmış kimseler içindir, ki sade içinizden zenginler arasında dolaşır bir devlet olmaya, bir de Peygamber size her ne emir verirse tutun, nehy ettiğinden de sakının ve Allahdan korkun, çünkü Allah «şediydul'ikab» dır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Allahın (fethedilen diğer küffar) memleketler (i) ehâlisinden peygamberine verdiği «Feyi Allaha, peygamberine, hısımlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalanlara âiddir. Tâki' (bu mallar) içinizden (yalınız) zenginler arasında dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasak etdiyse ondan da sakının. Allahdan korkun. Çünkü Allah (ın) azâbı çetindir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Allah'ın, (fethedilen) memleketler halkından Resûlüne verdiği ganîmetler, Allah'a, peygambere, (ona) akrabâ olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara âiddir; tâ ki (o mallar) içinizden sâdece zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın! Peygamber size ne verdiyse, artık onu alın; size neyi de yasakladıysa, ondan hemen kaçının! Allah'dan sakının! Şübhesiz ki Allah, azâbı pek şiddetli olandır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah'ın, peygamberine (kâfir) memleketler ahalisinden verdiği ganimet; Allah için (Kâbe ve diğer mescidlerin tamiri için), Peygamber için, O'na yakın olan akraba için, yetimler, yoksullar ve yolda kalmış kimseler içindir. (Bir rivayete göre de Allah'ın hissesi, Peygamberin hissesine dahildir. Bu takdirde ganimet altı hisse değil de beş hisse itibar edilerek adları geçenlere birer sehim verilir.) Tâ ki, o mal, sizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet olmasın, (bundan muhtaçlar da faydalansın). Peygamber size (ganimetten) ne verdi ise, onu alın; (ve emirlerini tutun). Size neyi yasak etti ise, onu da almayın; (yapma dediğini yapmayın). Allah'dan korkun; çünkü Allah çok şiddetli azab sahibidir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Allah Teâlâ, Peygamberine fey' olarak ne verdiyse Allah içindir ve Peygamberi içindir ve karabet sahipleri ve yetimler ve yoksullar ve yolda kalmış kimseler içindir. Tâ ki (bu mallar) sizden zenginler arasında dolaşır bir servet olmasın ve size Peygamber ne verirse artık onu alınız ve sizi neden men ettiyse hemen ona nihâyet veriniz ve Allah'tan korkunuz. Şüphe yok ki Allah, azabı şiddetli olandır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah'ın, fethedilen ülkeler halkından Resulüne nasip ettiği mallar Allah'a, Resulüne, Peygamberin yakın akrabasına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Böylece, o malların, sadece zenginler arasında dönüp dolaşan bir servet halini alması önlenmiş olur. Peygamber size ne verdiyse alın; neyi yasakladıysa ondan da kaçının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın cezası pek çetindir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | What Allah has bestowed on His Messenger (and taken away) from the people of the townships,- belongs to Allah,- to His Messenger and to kindred and orphans, the needy and the wayfarer; In order that it may not (merely) make a circuit between the wealthy among you. So take what the Messenger assigns to you, and deny yourselves that which he withholds from you.(5381-A) And fear Allah. for Allah is strict in Punishment. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Haşr Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...