# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemin şerri-nneffâśâti fî-l’ukad(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Düğümlere üfleyen büyücü kadınların şerrinden”, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2, 3, 4, 5. De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 1,2,3,4,5. De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 1,2,3,4,5. De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o, ukdelere üfliyen neffasların şerrinden |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | düğümlere üfüren (nefes) lerin şerrinden. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ve düğümlere üfleyen (büyücü)lerin şerrinden!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Büyü yapmak için) düğümlere üfliyen kadınların (her sihirbazın) şerrinden, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve düğümlere üfleyen (büyücü)lerin şerrinden.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Düğümlere üfleyenlerin şerrinden, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | From the mischief of those who practise Secret Arts; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Felâk Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...