Felak sûresi Mekke’de inmiştir. 5 âyettir. İsmini birinci âyetin sonundaki “yarmak, aydınlık, sabah” mânalarına gelen اَلْفَلَقُ (felak) kelimesinden almıştır. Felak ve Nâs sûrelerine “Allah’a sığındırıcı” mânasında اَلْمُعَوِّذَتَانِ (Muavvizetân); İhlas ile birlikte üçüne ise اَلْمُعَوِّذَاتُ (Muavvizât) denilir. Mushaf tertibine göre 113, iniş sırasına göre 20. sûredir.
İnsanın beden ve ruh sağlığına zarar verecek şeylerin şerrinden Allah’a sığınmayı öğütlemektir.
Mushaftaki sıralamada yüz on üçüncü, iniş sırasına göre yirminci sûredir. Fîl sûresinden sonra, Nâs sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayetler varsa da (bk. Şevkânî, V, 615) üslûp ve içeriği bakımından Mekkî sûrelere benzediği görülür.
Bunlar sihir ve büyü yapan kimselerdir. Erkek veya kadın olabilir. Fakat bu işleri daha çok kadınlar yaptığı için “üfleyen kadınlar” mânasında اَلنَّفَّاثَاتُ (neffâsât) kelimesi kullanılmıştır. Mamafih bundan “üfleyen nefisler, şahıslar, gruplar” mânasını anlamak da mümkündür. Büyüler ipler düğümlenerek ve bu düğümlere üflenerek yapılır. Yapılan büyüler insanı etkilemekte, psikolojisini bozmakta, eşler arası münâsebetleri aksatacak bir tesir icra etmekte, hatta eşlerin birbirinden ayrılmalarına yol açabilmektedir. (bk. Bakara 2/102) Bu sebeple İslâm dini büyü yapmayı haram kılmış ve bu zararlı kişilerin ve yaptıklarının şerrinden Allah’a sığınmayı emretmiştir.
Üçüncüsü:
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...