Ankebût Sûresi 69. Ayet Tefsiri


69 / 69


Ankebût Sûresi Hakkında

Ankebût sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 69 âyettir. İsmini, 41. âyetinde misâli verilen örümcek mânasındaki اَلْعَنْكَبُوتُ (ankebût) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 29, iniş sırasına göre 85. sûredir.

Ankebût Sûresi Konusu

Sûre, hak katında makbûl bir imanın özelliklerinden bahseder. Buna göre sadece dil ile “inandık” demek yeterli değildir. Dünya hayatında bir kısım imtihan ve sorumluluklarla imanlar sınanacak, yalancılarla doğru söyleyenler birbirinden tefrik edilecek ve bu imtihanlardan başarıyla geçenlere “mü’min mührü” vurulacaktır. Sûrede Hz. Nûh, Hz. İbrâhim, Hz. Lût, Hz. Şuayb ve Hz. Mûsâ’nın kıssalarından kısa kısa tesirli alıntılar yapılarak “iman-küfür” ayırımı iyice netleştirilir. Son olarak hakiki imanın meyveleri sadedinde Allah’tan başka bir şeye gönül bağlamamak; namazı dosdoğru kılmak; Kur’ân-ı Kerîm’in en büyük mûcize olduğunu kabulle onun getirdiği hidâyetten istifade etmek; sadece gerçek bir iman ve ona bağlı sâlih amellerin, sabır ve Allah’a tevekkül gibi ahlâkî güzelliklerin fayda vereceği âhiret gününe hazırlanmak hususları hatırlatılır. Yaşanılan ülkedeki şartlar, dinî vecîbeleri yerine getirmeye müsait değilse, Allah’ın arzının geniş olduğu hatırlatılarak daha iyi bir müslümanlık için hicret tavsiye edilir. Hepsinin ötesindeki en büyük gâye ise Allah’ın varlığını, birliğini ve sonsuz kudretini tanımak, gerçek hayatın âhiret hayatı olduğunu bilmek ve sadece başımız dara düşünce değil dâimâ halisane bir şekilde olarak O’nun huzurunda boynu bükük bir kul olabilmektir. Niyet ve iradesini bu istikâmete yönlendiren kullarına Rabbimiz başarı müjdesi vermektedir.

Ankebût Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada yirmi dokuzuncu, iniş sırasına göre seksen beşinci sûredir. Rûm sûresinden sonra, Mutaffifîn sûresinden önce ağırlıklı görüşe göre– Mekke’de inmiştir. Tamamının Medine’de indiği de söylenmektedir. Bir rivayete göre büyük bir bölümü Mekke’de, baş tarafından on veya on bir âyeti de Medine’de inmiştir. Aksine ilk dokuz âyetinin Mekke’de, daha sonraki kısmının Medine’de indiği de söylenmiştir. Bu rivayetlerden çıkan sonuca göre tamamı hicretin hemen öncesine ve/veya sonrasına denk gelen bir zaman dilimi içinde inmiştir.

Ankebût Sûresi Fazileti

         Dârekutnî’nin Sünen’inde (II, 64) nakledilen bir hadise göre Hz. Âişe, “Resûlullah aleyhisselâm, güneş ve ay tutulmalarında dört rükûlu, dört secdeli iki rek‘at namaz kılar, bu namazın ilk rek‘atında Ankebût veya Rûm sûresini, ikinci rek‘atında Yâsîn sûresini okurdu” demiştir.

وَالَّذ۪ينَ جَاهَدُوا ف۪ينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَاۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَمَعَ الْمُحْسِن۪ينَ ﴿٦٩﴾
Karşılaştır 69: Uğrumuzda cihâd edip gerekli gayreti gösterenleri biz, elbette bize varan yollarımıza eriştireceğiz. Şüphesiz Allah, iyi davranan ve yaptığı işi güzel yapanlarla beraberdir.

TEFSİR:

Mü’minleri, Allah yolunda cihâda teşvik eden ve onları Allah ile beraber olmakla müjdeleyen ifadelerle sûre nihâyete erer. Buna göre Allah’a kulluk sayılabilecek her hususta gayret gösteren, mücâhede eden, koşan, koşturan ve yorulanları Allah destekleyecek, onlara yardım edecek ve onları kendine varan yollara eriştirecektir. Çünkü O, iyilik yapanlarla, yaptığı hayırlı işi en güzel yapmaya çalışanlarla ve hiçbir zaman Allah’ın huzurunda olduklarını unutmayanlarla beraberdir. Onları sever, korur ve zafere eriştirir.

Âyette yer alan “cihad”la ilgili İmam Kuşeyrî (r.h.) şu izahı yapar:

“Cihad; önce tüm haramları terk etmek, sonra şüpheli şeyleri terk etmek, sonra mübahların fazlalarını bırakmak, sonra kalbi Allah’tan alıkoyan bağları koparmak ve bütün vakitlerde Allah rızâsına uymayan meşguliyetlerden korunmaktır. Bütün hissiyâtı Allah’ı hatırlayarak iyi ve güzel yolda muhafaza etmek ve nefesleri de Allah ile beraber O’nun zikriyle sayıp tüketmektir.” (bk. Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât, II, 463)

Bu şekilde, iç âlemimizde gerçekleştirmemiz gereken nefisle cihadı başardıktan sonra, diğer düşmanlarla olan cihadı başarmanın kolay olacağını izah etmek üzere Rûm sûresi bir zafer müjdesiyle başlamaktadır:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/sabiiler-ile-ilgili-ayetler-196634.jpg
Sabiiler ile İlgili Ayetler

Sabiîlik, El-Cezîre’de ortaya çıkan ve Hz. Yahyâ’ya (as.) bağlı olduğu ileri sürülen bir Yahûdi-Hristiyan mezhebi veya ışık-karanlık düalizmine dayalı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/yunus-suresinin-6-ayeti-ne-anlatiyor-196616.jpg
Yunus Suresinin 6. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ فِي اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/hz-muhammed-sav-ile-ilgili-ayetler-196509-m.jpg
Hz. Muhammed (s.a.v.) ile İlgili Ayetler

Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/tevbe-suresinin-128-ayeti-ne-anlatiyor-196611-m.jpg
Tevbe Suresinin 128. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُ۫فٌ رَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/iki-denizin-birbirine-karismamasi-ile-ilgili-ayet-196600-m.jpg
İki Denizin Birbirine Karışmaması İle İlgili Ayet

"O, suyu acı ve tatlı iki denizi birbirine kavuşmak üzere salı­vermiştir." (Rahmân Sûresi 19) "Fakat aralarında bir engel vardır; onu aşıp da birbi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/tevbe-suresinin-119-ayeti-ne-anlatiyor-196601.jpg
Tevbe Suresinin 119. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِق۪ينَ Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten ...