Ankebût Sûresi 36-37. Ayet Tefsiri


36-37 / 69


Ankebût Sûresi Hakkında

Ankebût sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 69 âyettir. İsmini, 41. âyetinde misâli verilen örümcek mânasındaki اَلْعَنْكَبُوتُ (ankebût) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 29, iniş sırasına göre 85. sûredir.

Ankebût Sûresi Konusu

Sûre, hak katında makbûl bir imanın özelliklerinden bahseder. Buna göre sadece dil ile “inandık” demek yeterli değildir. Dünya hayatında bir kısım imtihan ve sorumluluklarla imanlar sınanacak, yalancılarla doğru söyleyenler birbirinden tefrik edilecek ve bu imtihanlardan başarıyla geçenlere “mü’min mührü” vurulacaktır. Sûrede Hz. Nûh, Hz. İbrâhim, Hz. Lût, Hz. Şuayb ve Hz. Mûsâ’nın kıssalarından kısa kısa tesirli alıntılar yapılarak “iman-küfür” ayırımı iyice netleştirilir. Son olarak hakiki imanın meyveleri sadedinde Allah’tan başka bir şeye gönül bağlamamak; namazı dosdoğru kılmak; Kur’ân-ı Kerîm’in en büyük mûcize olduğunu kabulle onun getirdiği hidâyetten istifade etmek; sadece gerçek bir iman ve ona bağlı sâlih amellerin, sabır ve Allah’a tevekkül gibi ahlâkî güzelliklerin fayda vereceği âhiret gününe hazırlanmak hususları hatırlatılır. Yaşanılan ülkedeki şartlar, dinî vecîbeleri yerine getirmeye müsait değilse, Allah’ın arzının geniş olduğu hatırlatılarak daha iyi bir müslümanlık için hicret tavsiye edilir. Hepsinin ötesindeki en büyük gâye ise Allah’ın varlığını, birliğini ve sonsuz kudretini tanımak, gerçek hayatın âhiret hayatı olduğunu bilmek ve sadece başımız dara düşünce değil dâimâ halisane bir şekilde olarak O’nun huzurunda boynu bükük bir kul olabilmektir. Niyet ve iradesini bu istikâmete yönlendiren kullarına Rabbimiz başarı müjdesi vermektedir.

Ankebût Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada yirmi dokuzuncu, iniş sırasına göre seksen beşinci sûredir. Rûm sûresinden sonra, Mutaffifîn sûresinden önce ağırlıklı görüşe göre– Mekke’de inmiştir. Tamamının Medine’de indiği de söylenmektedir. Bir rivayete göre büyük bir bölümü Mekke’de, baş tarafından on veya on bir âyeti de Medine’de inmiştir. Aksine ilk dokuz âyetinin Mekke’de, daha sonraki kısmının Medine’de indiği de söylenmiştir. Bu rivayetlerden çıkan sonuca göre tamamı hicretin hemen öncesine ve/veya sonrasına denk gelen bir zaman dilimi içinde inmiştir.

Ankebût Sûresi Fazileti

         Dârekutnî’nin Sünen’inde (II, 64) nakledilen bir hadise göre Hz. Âişe, “Resûlullah aleyhisselâm, güneş ve ay tutulmalarında dört rükûlu, dört secdeli iki rek‘at namaz kılar, bu namazın ilk rek‘atında Ankebût veya Rûm sûresini, ikinci rek‘atında Yâsîn sûresini okurdu” demiştir.

وَاِلٰى مَدْيَنَ اَخَاهُمْ شُعَيْبًاۙ فَقَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَارْجُوا الْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْاَرْضِ مُفْسِد۪ينَ ﴿٣٦﴾
فَكَذَّبُوهُ فَاَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۘ ﴿٣٧﴾
Karşılaştır 36: Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Onlara şöyle dedi: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, âhiret gününde Allah’ın mükâfatını umacağınız güzel ameller işleyin ve ülkede bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.”
Karşılaştır 37: Fakat onu yalanladılar. Neticede o korkunç sarsıntı kendilerini kıskıvrak yakalayıverdi de, bulundukları yerde cansız bir halde yüzüstü serilip kaldılar.

TEFSİR:

Âyetteki “âhiret gününe umut bağlamak” ifadesinden şu mânalar anlaşılabilir:

    Âhirette hayırlı bir netice ile karşılaşabilmek, Allah Teâlâ’nın mükâfatına erebilmek için imanla birlikte sâlih amellere ehemmiyet verin; elden gelen gayreti gösterin.

    Âhiret gününü bekleyin; bu dünya hayatından başka amellerinizin hesabını vereceğiniz ve ona göre karşılık göreceğiniz bir âhiret günü olduğunu bilin.

    Âhiret gününe olan inanç ve ümidinizi aslâ kaybetmeyin.

Netice, peygamberin emrine muhalefet ve helak olmuştur. Medyen halkı korkunç bir çığlık ve peşinden gelen depremle yerle bir edilmişlerdir.

Âd ve Semûd kavimlerinin de akıbeti bundan farklı değildi:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-51-ayeti-ne-anlatiyor-199712-m.jpg
Nûr Suresinin 51. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-41-ayeti-ne-anlatiyor-199699-m.jpg
Nûr Suresinin 41. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-199685-m.jpg
Nûr Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tahrim-suresinin-tefsiri-199665-m.jpg
Tahrim Sûresinin Tefsiri

Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresi-30-31-ayetler-ne-anlatiyor-199652-m.jpg
Nûr Suresi 30-31. Ayetler Ne Anlatıyor?

Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/kurana-gore-evliya-kimdir-199651-m.jpg
Kuran'a Göre Evliya Kimdir?

"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...