Şûrâ Sûresi 21. Ayet Tefsiri


21 / 53


Şûrâ Sûresi Hakkında

Şûrâ sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 53 âyettir. İsmini 38. ayette geçen,  “müşavere etmek, danışmak” mânalarına gelen, yapılacak işlere karar vermede ve devlet yönetiminde çok önemli bir yeri olan اَلشُّورٰي (şûrâ) kelimesinden alır. Resmî tertibe göre 42, iniş sırasına göre 62. sûredir.

Şûrâ Sûresi Konusu

Vahiy, Hz. Muhammed (s.a.s.) ile başlayan bir hâdise değildir. Allah Teâlâ ilk insandan başlayarak Resûlullah (s.a.s.)’e kadar pek çok peygambere vayhetmiştir. Peygamberlere vahyedilen dinin temel esasları aynıdır. O da tek olan Allah’a kulluk etmek, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, âhirette yeniden dirilip hayatın hesabının verileceğini unutmamak, emrolunduğu gibi dosdoğru olup nefsânî arzulara uymamak, dinde ayrılığa düşmemektir. Aynı şekilde Kur’an’ın iniş gâyesi de başta indiği toplum olan Mekke halkını, sonra da peyderpey bütün dünyayı kuşatacak şekilde etraftaki toplumları uyarmaktır. Resûlullah (s.a.s.), yirmi üç senelik tebliğ hayatında, yakından başlayıp dalga dalga yayılan bir tebliğ siyâsetiyle, bunu gerçekleştirmiş ve âyette ifadesini bulduğu şekilde Kur’an’ın mesajının cihanşumûl olduğunu göstermiştir. Önceden olduğu gibi bugün ve yarın, dünya durdukça ilâhî vahye tâbi olanlar ebedî mükâfat yurdu olan cennete girecekleri gibi, ona yüz çevirenler, dünyada kısa bir müddet geçinip gitseler de öte dünyada kaybedenlerden olacak, cehennemi dolduracaklardır. Kâinatta sergilenen ilâhî kudret delilleri Allah Teâlâ’nın bunu yapmaya kadir olduğunu göstermektedir. Sûrede Kur’an’ın yetiştirmeği hedeflediği fert ve toplumun temel husûsiyetleri beyân edilerek, onların haramlar ve haksızlıklar karşısındaki sert ve kararlı duruşları, Allah’a kulluk noktasındaki ciddiyet ve coşku halleri, şahıslarına yapılan kusurları affetmedeki sınırsız müsamaha ve bağışlama meziyetleri ve devlet yönetiminde müşâvere esasına ağırlık vermeleri örnek birer davranış olarak sunulur. Kullar arasında maddî rızıkları ve en mühim dünya nimetlerinden olan çocuk nimetini dilediği gibi taksim eden Cenab-ı Hak, vahiy ve peygamberlik nimetini de öyle taksim etmiş, nübüvveti için seçtiği kullarla üç yolla konuşmuş ve en son Hz. Muhammed (s.a.s.)’i seçerek, daha önce hiç bilmediği “kitab”ın ve “iman”ın ne olduğunu ona öğretmiş ve onun vasıtasıyla da âhir zaman ümmetini irşad etmiştir.

Şûrâ Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada kırk ikinci, iniş sırasına göre altmış ikinci sûredir. Mekke döneminde, Zuhruf sûresinden önce ve Fussılet sûresinden sonra nâzil olmuştur. 23-24, 23-26, 27 ve 39-41. âyetlerinin Medine’de indiğine dair rivayetler de bulunmaktadır (İbn Atıyye, V, 25; İbn Âşûr, XXV, 23-24). Fakat üslûp ve içerikleri bu âyetlerin de Mekke döneminde indiği izlenimini vermektedir (bu konuda ve ilgili rivayetlerin taşıdığı zaaflar hakkında bk. Derveze, V, 159, 175-178, 182-183, 187-189).

اَمْ لَهُمْ شُرَكٰٓؤُ۬ا شَرَعُوا لَهُمْ مِنَ الدّ۪ينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللّٰهُۜ وَلَوْلَا كَلِمَةُ الْفَصْلِ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْۜ وَاِنَّ الظَّالِم۪ينَ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿٢١﴾
Karşılaştır 21: Yoksa onların Allah’a koştukları ortaklar var da, bunlar Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine din diye kabul ettirmek istiyorlar, öyle mi? Şâyet Allah’ın azabı ertelemeye dâir sözü olmasaydı aralarında çoktan hüküm verilir, işleri bitirilirdi. Hiç şüphesiz zâlimleri, can yakıcı bir azap beklemektedir.

TEFSİR:

Bu sûrenin 13. âyetinde de temas edildiği üzere Cenâb-ı Hak, din ve şeriat belirleme yetkisini bütünüyle elinde tutmakla, kendisinden başka din belirleyici, şeriat vaz edici ve kanun koyucu birilerini arayanları azabına uğramakla tehdit etmektedir. İzin vermediği şeyleri meşrû kılmak için din uydurmaya kalkışmanın dünya kazancı adına yapılan fenalıkların başında sayılacağını hatırlatmaktadır. Beşerî hayatın tanziminde istedikleri gibi kanun koyma yetkisini ellerinde bulunduran ve Allah’ın izin vermediği şeyleri din diye yutturmaya çalışan sahte tanrıların, Kur’an ifadesiyle tağûtların ve bunları Allah’a ortak koşanların nasıl bir feci sona doğru yaklaştıklarını ihtar etmektedir. Mesela bu sözde tanrılar Allah’a şirk koşmak, ilâhî kanunlar dışında çeşitli hükümlere uymak, âhireti inkâr etmek; faiz, zina, içki, örtünme gibi açıkça haram kılınmış günahları helâl kılmak, zulüm, verdiği sözü çiğnemek gibi Allah’ın izin vermediği birtakım şeyleri meşrû kılabilmekte, diledikleri gibi din yapabilmektedirler. Bu haddini bilmezlerin cezaları imtihan gereği hemen verilmese de, öte dünyada mutlaka hesapları görülecek, yaptıklarına pişman olacaklardır. Bu sebeple olayın âhiret boyutunda olup biteceklere ışık tutmak üzere buyruluyor ki:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-199685-m.jpg
Nûr Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tahrim-suresinin-tefsiri-199665-m.jpg
Tahrim Sûresinin Tefsiri

Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresi-30-31-ayetler-ne-anlatiyor-199652-m.jpg
Nûr Suresi 30-31. Ayetler Ne Anlatıyor?

Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/kurana-gore-evliya-kimdir-199651-m.jpg
Kuran'a Göre Evliya Kimdir?

"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-199632-m.jpg
Nûr Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-19-ayeti-ne-anlatiyor-199618-m.jpg
Nûr Suresinin 19. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...