Sebe' Sûresi 4. Ayet Tefsiri


4 / 54


Sebe' Sûresi Hakkında

Sebe’ sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 54 âyettir. İsmini, 15. âyette geçen ve Yemen’de bir kavmin ismi olan Sebe’ kelimesinden almıştır. Resmi tertibe göre 34, iniş sırasına göre 58. sûredir.

Sebe' Sûresi Konusu

Sûrede, diğer Mekkî sûrelerde olduğu gibi esasen tevhid, nübüvvet ve âhiret mevzuları işlenir. Bir taraftan Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman’ın dünya saltanatı misal verilip dünya nimetlerinin ancak şükürle devam edeceği belirtilir. Bir taraftan da, aynı dönemde yaşayan Sebe’ halkının maddî zenginlik ve refahları misal verilip nankörlük edilince nimetlerin nasıl geri alındığı dersi verilir. Kendileri inanmadıkları gibi zayıf insanları da dinden döndüren müstekbirlerle onlara kanan mustaz’aflar arasında mahşerde vuku bulacak bir cedelleşme manzarası arz edilerek, mal ve evlatlarının çokluğuna güvenip müslümanların fakirliği ile alay eden kibirli müşriklere hazin âkibetleri seyrettirilir. Çünkü iman ve sâlih amel olmadığı sürece mal da evlat da insana bir fayda sağlamayacaktır. Hepsinin âkıbeti hüsrândır. Ancak Allah yolunda harcanan küçük büyük ne olursa, Allah onun dünyada da âhirette de karşılığını verecektir. Sûrenin sonunda inkârcılar tek tek Allah’ı birlemeye davet edilerek, bâtılın yok olup gideceği, hakkın ise bütün yücelik ve haşmetiyle gâlip geleceği müjdesi verilir.

Sebe' Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada otuz dördüncü, iniş sırasına göre elli sekizinci sûredir. Lokman sûresinden sonra, Zümer sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 6. âyetinin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır.

TEFSİR:

O zaman henüz müşrik olan Ebu Süfyan’ın, Mekkeli kâfirlere: “Lât ve Uzzâ adına yemin ederim ki, kıyâmet bize ebediyen gelmeyecek ve biz asla diriltilmeyeceğiz” demesi üzerine bu âyetler nâzil oldu. (Kurtubî, el-Câmi‘, XIV, 260) Halbuki bizim göremediğimiz, bilemediğimiz, duyularımızın tamamen ötesinde olan gayb âlemini bilen, zerre[1] miktarı bir şeyin bile kendisinden gizli kalamadığı, zerreden daha küçük ve daha büyük her şeyi Levh-i Mahfuz’da yazmış olan Allah, “Kıyâmet kopacak!” diyorsa elbette kopacaktır. Bunun aksini iddia etmenin bir mânası yoktur. İlâhî hikmet ve adâletin yerini bulması, iyilerle kötülerin farkı ortaya çıkıp herkesin lâyık olduğu neticeye ulaşması için, aklen de, âhiretin varlığı zarûridir.

Kur’an’ın haber verdiği hakîkatler karşısında gerçek ilim sahiplerinin hâline gelince:

[1] Üçüncü âyette küçüklüğü ifade etmek üzere ذَرَّة (zerre) kelimesi kullanılmaktadır. Zerre, bütünün özelliklerini taşıyan en küçük parça olarak alındığında, bundan molekül anlaşılır. Ondan daha küçüğü de atom demek olur. Şâyet zerreyi bugünkü anlayışa uygun şekilde atom olarak anlarsak, ondan küçük olan şey de atom-altı parçacıklar olur. Her iki şıkta da, Kur’an’ın “zerreden daha küçük” olarak haber verdiği şeyin altında keşfi geleceğe ait ilmî bir gerçeğin varlığı belli olmaktadır. Ayrıca “atom ağırlığı” olsun, “molekül ağırlığı” olsun, bunlar birer birim olarak bilimde yer almıştır. Âyetteki “zerre ağırlığı” deyimi, bu açıdan da dikkat çekmektedir. Açıkçası Kur’an, indirilişinden yüzyıllarca sonra gelecek insanlarla konuşurken onların dilini kullanıyor. Biz de bunu dinliyor ve onun Allah kel3amı olduğunu tasdik ediyoruz. (Kandemir ve diğerleri, II, 1471)

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-1-ayeti-ne-anlatiyor-197989-m.jpg
İsra Suresinin 1. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/nahl-suresinin-125-ayeti-ne-anlatiyor-197962-m.jpg
Nahl Suresinin 125. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/nahl-suresinin-114-ayeti-ne-anlatiyor-197942-m.jpg
Nahl Suresinin 114. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Al ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/nahl-suresinin-105-ayeti-ne-anlatiyor-197925-m.jpg
Nahl Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ Ancak Allah’ı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/zenginlik-zenginler-ile-ilgili-ayetler-197920-m.jpg
Zenginlik-Zenginler ile İlgili Ayetler

Zengin kelimesi sözlükte, “Parası, malı çok olan; varlıklı, yokluksuz, variyetli” demektir. Fıkıhta ise zenginlik, “aslî ihtiyaçlardan fazla mala sah ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/nahl-suresinin-98-ayeti-ne-anlatiyor-197918-m.jpg
Nahl Suresinin 98. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يمِ Kur’an okuyacağın vakit, o kovulmuş şeyt ...