Sād sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 88 âyettir. İsmini 1. âyettekiصٓ (Sād) harfinden alır. Hem Mushaf tertîbine göre hem de iniş sırasına göre 38. sûredir.
Kur’ân-ı Kerîm’in hak kitap, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de gerçek peygamber olduğu ve bunların getirdiği tâlimatların Allah’ın buyrukları olduğu beyân edilir. Resûlullah (s.a.s.)’e karşı gelen müşrikler uyarılır. Ne yaparsa yapsınlar Kur’ân-ı Kerîm ve Peygamber karşısında mutlaka hezimete uğrayacakları hatırlatılır. Geçmiş kavimlerin durumu kısa bir anlatımla buna misal verilir. Neticede kâfirler mağlup olacak, müslümanlar ise devlet ve saltanata erişeceklerdir. Bu sebeple Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman kıssalarıyla Peygamberimiz ve müslümanların, elde edecekleri maddi imkânları İslâm’ın bekâsı yolunda nasıl kullanacakları öğretilir. Hz. Eyyûb kıssasıyla, kulun Rabbine tevekkül edip O’ndan yardım dilerken, işin kendine düşen kısmını aksatmadan yerine getirmesi önerilir. Kıpırdamayacak derecede hasta haliyle: “Ayağını yere vur!” emrine muhatap olması bunu gösterir. Böylece “Gayret kuldan, tevfik Allah’tan” düstûruna işaret edilir. Peygamberlere iman ve itaat edenlerin güzel akıbetlerinden, onlara iman etmeyenlerin de feci sonlarından, sonradan gelenler için birer ibret tablosu arz edilir. İnsanlar, şeytanın düşmanlığına karşı ciddiyetle uyarıldıktan sonra, sûrenin başında olduğu gibi sonunda da Kur’an’ın önemine tekrar yer verilir.
Mushaftaki sıralamada otuz sekizinci, iniş sırasına göre de otuz sekizinci sûredir. Kamer sûresinden sonra, A‘râf sûresinden önce Mekke’de inmiştir.
Göklerin, yerin ve bunlar arasında bulunan varlıkların esas yaratılış maksadı, dünyada insanları imtihana tabi tutmak, âhirette de iyilere mükâfatlarını, kötülere de cezalarını vermektir. Yani asıl maksat geçici dünya hayatı değil, âhirettir. Nitekim âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“Biz göğü, yeri ve aralarında bulunan şeyleri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Eğer biz eğlence edinmek isteseydik, bunların hiçbirini yaratmadan, onu kendi katımızda edinirdik. Fakat biz böyle bir şey yapmayız.” (Enbiyâ 21/16-17)
“…Allah, mahlukatı önce yoktan yaratır; sonra da iman dip sâlih ameller işleyenleri âdil bir şekilde mükâfatlandırmak için ölümlerinin ardından tekrar hayata döndürür. Kâfirlere gelince, süreki küfür içinde bulunduklarından dolayı onlar için kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.” (Yûnus 10/4)
Netice kesinlikle böyle olacağı için, elbette ki iman edip sâlih ameller işleyenlerle bozgunculuk yapanlara; Allah’tan korkup günahlardan sakınanlarla hiçbir sınır tanımayıp günahlara dalanlara aynı muamele yapılmayacaktır. Âhirette mutlaka ilâhî adâlet tecelli edecek, zerre kadar zulüm yapılmaksızın herkese hak ettiği ne ise o verilecektir.
İşte Kur’an, âhiret âlemini ve orada iyilerle kötülerin durumunu açıkça haber veren bir rehberdir; ebedî yol haritasıdır:İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...