Mümtehine Sûresi 12. Ayet Tefsiri


12 / 13


Mümtehine Sûresi Hakkında

Mümtehene sûresi Medine’de inmiştir. 13 âyettir. İsmini, 10. âyette geçtiği üzere Mekke’den Medine’ye hicret eden müslüman kadınların, gerçekten inanıp inanmadıklarını anlamak maksadıyla imtihan edilmelerini isteyen فَامْتَحِنُوهُنَّ (femtehinûhünne) “onları imtihan edin!” emrinden türetilen ve “imtihan edilen kadın” mânasına gelen اَلْمُمْتَحَنَةُ (mümtehene) kelimesinden alır. Buna “imtihan eden sûre” veya “bunu emreden âyeti içinde bulunduran sûre” anlamında اَلْمُمْتَحَنَةٌ (mümtehine) de denilir. Ayrıca sûrenin اَلإمُتِحَانُ (İmtihân) ve اَلْمَوَدة (Meveddet) isimleri de vardır. Resmî sıralamada 60, iniş sırasına göre 111. sûredir.

Mümtehine Sûresi Konusu

Allah’a ve mü’minlere düşmanlığını açıkça ortaya koyan ve bunu fiiliyata dönüştüren kâfirlerle olan münasebetlerde son derece dikkatli davranılması üzerinde durulur. Onlarla dostluk kurulmaması ve müslümanların sırlarının onlara sızdırılmaması istenir. Bu husustaki en küçük bir ihmalin müslüman toplumun başına büyük belalar açacağı ihtarı yapılır. Hz. İbrâhim (a.s.)’ın, babası ve akrabaları bile olsalar, müşriklere karşı olan net tavrı müslümanlara uyulacak en güzel bir örnek olarak sunulur. Ancak müslümanlara, düşmanlığını fiiliyata dökmemiş gayr-i Müslimlerle olan münâsebetlerin daha yumuşak tutulması, gönüllerini İslâm’a ısındırmak adına onlara iyilik, ihsan ve adâletle muamele edilmesi öğütlenir. Mekke’den Medine’ye hicret eden kadınların evlilikleri ile alakalı hukuki düzenlemeler yapılır ve bunlardan alınacak bey’atin esasları belirlenir.

Mümtehine Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada altmışıncı, iniş sırasına göre doksan birinci sûredir. Ahzâb sûresinden sonra, Nisâ sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur.

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِذَا جَٓاءَكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلٰٓى اَنْ لَا يُشْرِكْنَ بِاللّٰهِ شَيْـًٔا وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْن۪ينَ وَلَا يَقْتُلْنَ اَوْلَادَهُنَّ وَلَا يَأْت۪ينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَر۪ينَهُ بَيْنَ اَيْد۪يهِنَّ وَاَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْص۪ينَكَ ف۪ي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿١٢﴾
Karşılaştır 12: Ey Peygamber! Mü’min kadınlar sana gelip de Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinâ etmemek, çocuk­larını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftirâ uydurup getirmemek, dine ve akla uygun hiçbir konuda sana karşı gelmemek hususlarında sana bey‘at etmek istediklerinde, sen de onların bey‘atını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile! Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.

TEFSİR:

Bey‘at, bağlılık sözü vermek demektir. Resûlullah (s.a.s.), peygamberlik vazifesnin mühim dönüm noktalarında gerek kadın gerek erkek olsun müslümanlardan bey‘at almıştır. Mekke döneminde gerçekleşen Akabe biatları, Medine’ye geldiğinde aldığı bey‘at ve Hudeybiye’de ağaç atında alınan Bey‘at-ı Ridvân buna misaldir. Bu âyet-i kerîmede ise, Mekke’nin fethinden sonra, Mekke’deki müslüman kadınların gelip Efendimiz’e bey‘at etmelerinden bahseder. Resûlullah (s.a.s.)’e onlarla şu esaslar üzerine biatleşmesini emir buyurur:

  Allah’a hiçbir şeyi ve hiçbir şekilde ortak koşmamak,

  Hırsızlık yapmamak,

  Zina etmemek,

  Çocuklarını öldürmemek,

  Elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek: Bu maddenin üç şekilde anlaşılması mümkündür:

  Zinâ yoluyla çocuk edinip bunu kocasına nispet etmek.

  Çocuğu olmayan bir kadının, kocasının gönlünü almak için, başkasının terk ettiği bir çocuğu kendine mal etmek.

  Başkasını çekiştirme, kovuculuk yapma, iffete dokunacak sözler söyleme, yalancılık ve sahtekârlık yapma gibi iftrâ sayılacak her türlü davranış.

  Resûlullah (s.a.s.)’in emrettiği ve yasakladığı bütün hususlarda ona isyan etmemek, itaat etmek. Şüphesiz bu genel ifadenin içine ağıt yakmak, elbiseleri yırtmak, saçı başı yolmak, mahrem olmayanlarla tenhada baş başa kalmak… gibi dinin yasakladığı hususlar da elbette girer. Efendimiz (s.a.s.) bunu: “Câhiliye devrinde yapıldığı gibi ölüye bağıra çağıra ağlamamak” diye açıklamıştır. (bk. İbn Mâce, Cenâiz 51; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 320)

Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Ölenin ardından yüzünü gözünü tırmalayan, yakasını paçasını yırtan, câhiliye insanı gibi bağıra çağıra ağıt yakıp kendisine beddua eden, bizden, bizim yolumuzu izleyenlerden değildir.” (Buhârî, Cenâiz 36; Müslim, İman 165)

Resûlullah (s.a.s.), kadınlarla böylece bey‘atleşip iş tamamlanınca, “elinizden geldiğince ve güç yetirebileceğiniz ölçüde” kaydını koydu. Bunun üzerine kadınlar:

“- Allah ve Rasûlü bize kendimizden daha merhametli” diyerek onun ne büyük bir rahmet peygamberi olduğunu şükrânla yâd etmişlerdi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVIII, 79)

Sonuç olarak:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/hud-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-196969-m.jpg
Hud Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَخْبَتُٓوا اِلٰى رَبِّهِمْۙ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/hud-suresinin-13-ayeti-ne-anlatiyor-196940-m.jpg
Hud Suresinin 13. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ ا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/zebaniler-ile-ilgili-ayetler-196930.jpg
Zebaniler ile İlgili Ayetler

Zebâniler, insanları cehenneme sevkeden ve cehennemi yöneten meleklerdir. Kur’an-ı Kerim’de zebânilerden bahseden ayetler şunlardır: ZEBANİLER İLE İL ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/hud-suresinin-6-ayeti-ne-anlatiyor-196929-m.jpg
Hud Suresinin 6. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي ك ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/yunus-suresinin-107-ayeti-ne-anlatiyor-196907-m.jpg
Yunus Suresinin 107. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/yunus-suresinin-105-ayeti-ne-anlatiyor-196893-m.jpg
Yunus Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ “Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşrikler ...