Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Şûrâ / 4 | Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Gerçek mânada yüce ve büyük olan yalnız O’dur. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 5 | Allah’ın yüceliğinden, gökler neredeyse yukarıdan aşağı çatlayıp paramparça olacak! Melekler de Rablerini her türlü övgülerle yücelterek tesbih ediyor ve yeryüzünde bulunanlar için bağışlanma diliyorlar. İyi bilin ki Allah, çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 6 | Allah’tan başka dostlar edinip böylece O’na şirk koşanlara gelince, Allah onları dâimâ gözetleyip kontrol etmekte ve her yaptıklarını kaydettirmektedir. Yoksa sen onların doğru yola gelmesinden sorumlu bir vekîl değilsin. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 7 | Şehirlerin anası Mekke halkı ile onun çevresindekileri uyarman ve geleceğinde şüphe bulunmayan toplanma gününün dehşetinden sakındırman için sana böylece Arapça bir Kur’an vahyediyoruz. O gün geldiğinde insanlardan bir kısmı cennette, bir kısmı ise çılgın alevli cehennemde olacaktır. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 8 | Allah dileseydi insanları doğru yol üzere bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur. Zâlimlere gelince, onlar için ne işlerini üzerine alacak bir kouyucu vardır, ne de bir yardımcı. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 9 | Gerçek bu iken, Allah’tan başka işlerini havale edecekleri dostlar mı ediniyorlar? Oysa işlerin kendine havale edileceği gerçek dost, asıl koruyucu yalnızca Allah’tır. Ölüleri diriltecek olan da O’dur. O’nun her şeye gücü yeter. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 10 | Rasûlüm! De ki: “Hangi konuda anlaşmazlığa düşerseniz düşün, o konuda nihâî hükmü verecek olan Allah’tır. Rabbim olan Allah işte budur. Ben yalnızca O’na güvenip dayandım ve bütün gönlümle yalnızca O’na yönelirim.” |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 11 | O, gökleri ve yeri daha önce bir benzeri olmaksızın yoktan yaratandır. O size kendi cinsinizden eşler, hayvanlardan da çiftler yarattı. Sizi ve hayvanları bu düzen içinde üretip çoğaltmaktadır. O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur. O, her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 12 | Göklerin ve yerin anahtarları O’na aittir. O, dilediğine rızkı bol verir, dilediğine ise kısar ve ölçülü verir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilmektedir. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 13 | Allah, din olarak Nûh’a emrettiğini, hem sana vahyettiğimizi, keza İbrâhim’e, Mûsâ’ya, İsa’ya emrettiğimizi sizin ferdî ve içtimâî hayatınız için de mutlaka uyulması gereken, değişmez ve değiştirilemez bir şeriat, bir hukuk düzeni kıldı. Onun da aslı şudur: “Dinî doğru anlayıp hükümlerini en güzel şekilde uygulayın ve bu hususta ayrılığa düşmeyin!” Ancak senin dâvet ettiğin esaslar, müşriklere çok ağır gelmektedir. Oysa Allah dilediği kullarını bu mükemmel dini hem yaşamak hem de tebliğ etmek için seçer ve kendisine gönülden yönelenleri doğru yola iletir. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 14 | Geçmiş ümmetler ancak kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden belirli bir vakte kadar azabın ertelenmesine dâir önceden verilmiş bir karar olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm çoktan verilmiş ve işleri bitirilmiş olurdu. Onlardan sonra kitaba mirasçı olanlar ise hâlâ kitap hakkında derin bir şüphe içindedirler. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 15 | Bunun için Rasûlüm, sen insanları tevhide dâvet et. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların arzularına uyma. De ki: “Ben Allah’ın indirdiği bütün kitaplara inandım. Bana, sizin aranızda adâletle davranmam emredildi. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize sizin yaptıklarınız sizedir. Aramızda tartışılacak hiçbir şey yoktur. Nasıl olsa Allah hepimizi bir araya toplayacak ve aramızda hükmünü verecektir. Çünkü herkesin nihâî dönüşü O’nadır.” |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 16 | İlâhî dâvet dürüst ve faziletli insanlar tarafından kabul görüp iman nûru kalplere yerleştikten sonra hâlâ Allah’ın dini hakkında tartışmaya kalkışanların itirazları ve sözde delilleri Rableri yanında geçersizdir. Onların üzerine bir gazap çökmüştür ve onlar için pek şiddetli bir azap vardır. |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 17 | Allah, gerçekleri ortaya koymak için kitabı indirmiş ve insanlar arasında doğrulukla hükmedilmesi için adâlet kanunlarını bildirmiştir. Ne biliyorsun, belki de kıyâmetin vakti yakındır! |
|
Ömer Çelik | Şûrâ / 18 | Kıyâmete inanmayanlar onun bir an önce gelmesini istiyorlar. İman edenler ise ondan korkuyor ve onun gerçek olup mutlaka geleceğini biliyorlar. Dikkat edin, kıyâmet hakkında tartışıp onu inkâr edenler, elbette derin bir sapıklık ve aldanış içindeler. |
|
Hac suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 46. Ayet Arapça: ِ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓ ...
Hac suresinin 35. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 35. Ayet Arapça: ِ اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى ...
Hac suresinin 30. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 30. Ayet Arapça: ِ ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه ...
Hac suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 23. Ayet Arapça: ِ اِنَّ اللّٰهَ يُدْخِلُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ ...
Cuma sûresi Medine’de inmiştir. 11 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen اَلْجُمْعَةُ (Cuma) kelimesinden almıştır. اَلْمُسَبِّحَاتُ (Müsebbihât) sûrelerin ...
Hac suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 7. Ayet Arapça: وَاَنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ لَا رَيْبَ ف۪يهَاۙ وَاَنَّ اللّٰهَ يَبْعَثُ مَنْ ف ...