Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | En'âm / 71 | Onlara şöyle söyle: “AllAh’ı bırakıp da bize bir fayda ve zarar vermeyen o sAhte tanrılara mı tapalım? AllAh bizi doğru yola erdirdikten sonra ökçelerimiz üstüne gerisin geri küfre mi dönelim? Tıpkı, «Bize gel!» diye kendisini yolun doğrusuna çağıran arkadaşları varken, onları dinlemeyip, şeytanların ayartmasına kapılarak yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşan Ahmak kimsenin durumuna mı düşelim?” De ki: “AllAh’ın gösterdiği yol, en doğru yoldur. Bize Âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredildi.” |
|
Ömer Çelik | En'âm / 92 | İşte bu Kur’an, kendinden önceki kitapları doğrulayan, şehirlerin anası olan Mekke halkını ve çevresinde bulunan herkesi uyarman için indirdiğimiz feyiz ve bereket kaynağı bir kitaptır. Âhirete inananlar ona da inanır ve namazlarını vaktinde dosdoğru kılmaya devam ederler. |
|
Ömer Çelik | En'âm / 113 | Şeytanlar bu fısıldaşmayı, âhirete inanmayanların gönülleri ona aksın, sonra büsbütün ısınıp ondan zevk alır hâle gelsin ve zâten tabiatleri hâline gelmiş günAhları işlemeye devam etsinler diye yaparlar. |
|
Ömer Çelik | En'âm / 134 | Geleceğe ve âhirete dair size olacağı bildirilen şeyler elbette gerçekleşecektir; bunun önüne asla geçemezsiniz. |
|
Ömer Çelik | En'âm / 150 | De ki: “Haydi, şu haram dediklerinizi gerçekte AllAh’ın haram kıldığına dair şâhitlik edecek şâhitlerinizi getirin bakalım!” Ancak onlar şâhitlik etse bile, sakın sen onlarla beraber şâhitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayan ve âhirete inanmadıkları gibi başka varlıkları Rablerine denk tutan kimselerin hevâ ve heveslerine uyma! |
|
Ömer Çelik | A'râf / 29 | De ki: “Rabbim her işte doğru ve adâletli olmayı emretti. Her secde ettiğinizde kalp ve beden Ahengi içinde bütün varlığınızla O’na yönelin. İtaat ve ibâdetinizde yalnız O’nun rızâsını gözeterek tüm samimiyetinizle AllAh’a yalvarın. Nasıl sizi ilk defa O yaratmışsa, yine O’na döneceksiniz.” |
|
Ömer Çelik | A'râf / 45 | O zâlimler, dünyada insanları AllAh’ın yolundan çevirir, o yolu eğip bükmeye ve kötü göstermeye çalışırlardı. Onlar âhireti de büsbütün inkâr ederlerdi. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 102 | Onların çoğunda Ahde vefâ diye bir şey görmedik. Tam aksine, onların çoğunun büyük günAhları açıktan ve çekinmeden işleyen yoldan çıkmış kimseler olduğunu gördük. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 147 | Âyetlerimizi ve bir gün âhiretle yüz yüze gelecekleri gerçeğini yalanlayanların bütün amelleri boşa gitmiştir. Hem başka nasıl olacaktı ki? Yoksa yaptıklarından başka bir şeyin karşılığını mı göreceklerdi? |
|
Ömer Çelik | A'râf / 156 | “Bize dünyada da âhirette de iyi ve güzel olanı takdir buyur. Şüphesiz biz sana yöneldik, senin yolunu tuttuk.” AllAh şöyle buyurdu: “Azabım var, onu kimi dilersem onun başına dolarım. RAhmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Fakat rAhmetimi özellikle bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman edenlere nasip edeceğim.” |
|
Ömer Çelik | A'râf / 164 | İçlerinden bir grup: “AllAh’ın dünyada helâk edeceği veya âhirette çok şiddetli bir şekilde azap edeceği bir gürûha ne diye boş yere öğüt verip duruyorsunuz?” dedi. Öğüt verenler ise: “Rabbinize karşı tebliğ sorumluluğumuzdan kurtulmak için; bir de belki onlar da AllAh’ın yasaklarını çiğnemekten sakınırlar diye böyle yapıyoruz” şeklinde cevap verdiler. |
|
Ömer Çelik | A'râf / 169 | Derken onların ardından hayırsız bir nesil türedi ve Tevrat onların eline geçti. Ama onlar bu kitabın âyetlerini şu dünyanın geçici ve değersiz geçimliğine değişir, tam bir aldanmışlık içinde “AllAh’ın sevgili kulları olarak nasıl olsa bağışlanacağız!” derler. Aynı şekilde yine meşrû olmayan bir kazanç zuhur etse onu da almaktan çekinmezler. Peki onlardan, AllAh hakkında doğru olandan başka bir şey söylemeyeceklerine dair o kitap gereğince sağlam bir söz alınmamış mıydı? Evet, alınmıştı. Üstelik kendileri de kitapta olanları okuyup öğrenmişlerdi. Şunu bilin ki, âhiret yurdu, AllAh’a karşı gelmekten sakınanlar için dAha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? |
|
Ömer Çelik | Enfâl / 53 | Bu cezalandırmanın sebebi şudur: Bir toplum, kendisinde bulunan güzel Ahlâk ve meziyetleri değiştirmedikçe AllAh da onlara verdiği nimetleri değiştirmez. Hiç şüphe yok ki AllAh hakkıyla işiten ve kemâliyle bilendir. |
|
Ömer Çelik | Enfâl / 67 | Hiçbir peygambere, düşmanın belini kırıp yeryüzünde hâkimiyetini iyice perçinleyinceye ve dînini insanlar arasında yerleştirinceye kadar esirleri olması uygun değildir. Siz, dünyanın geçici menfaatini istiyorsunuz, halbuki AllAh âhireti kazanmanızı diliyor. AllAh, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 18 | AllAh’ın mescitlerini ancak AllAh’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve sadece AllAh’tan korkan kimseler gerçek mânada îmâr edebilir. Doğru yola ermiş olmaları umulanlar işte bunlardır. |
|
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...