# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | نُمَتِّعُهُمْ قَل۪يلًا ثُمَّ نَضْطَرُّهُمْ اِلٰى عَذَابٍ غَل۪يظٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Numetti’uhum kalîlen śümme nadtarruhum ilâ ‘ażâbin ġalîz(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onları kısa bir süre dünya zevklerinden faydalandıracak, sonra onları pek ağır ve şiddetli bir azaba mahkûm edeceğiz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onları az bir süre geçindiririz, sonra da ağır bir azaba sürükleriz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz, onları (dünyada) biraz yararlandırırız. Sonra da onları ağır bir azaba sürükleriz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini galîz bir azâba muztarr kılarız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz onları (dünyâda) biraz geçindirib sonra kendilerini ağır bir azaba (katlanmıya) mecbur edeceğiz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Biz) onları azıcık (bir müddet dünyada) faydalandırırız; sonra onları ağır bir azâba(girmeye) mecbur kılarız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz, o kâfirlere (dünyada) biraz zevk ettiririz de, sonra kendilerini ağır bir azaba mecbur tutarız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onları biraz mütena'im kılarız. Sonra onları en şiddetli bir azaba muztar kılacağızdır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onları biraz nasiplendirir, sonra da ağır bir azaba sürükleriz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We grant them their pleasure for a little while: in the end shall We drive them to a chastisement unrelenting. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Lokman Sûresi 24. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّم ...
Kur’ân-ı Kerîm’in kâmilen tahsîli için şu üç merhaleye riâyet edilmelidir: KUR’AN’IN TAHSİLİ İÇİN 3 MERHALE Doğru Bir Şekilde Yüzünden Okuma; Ti ...
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...