# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ | |
Türkçe Okunuşu * | (A)llâhu-ssamed(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Her şey o Allah’a muhtaçken O hiçbir şeye muhtaç değildir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2, 3, 4. De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Allah, o eksiksiz sameddir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (O), Allahdır, sameddir (zeval bulmayan bir baakıydir, dâimdir, herkesin ve herşey'in doğrudan doğruya muhtâc olduğu ve kasdetdiği yegâne varlıkdır, ulular ulusudur). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Allah, Sameddir (herşey her cihetle O'na muhtaç olduğu hâlde, O hiçbir şeye muhtaç olmayandır)!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah, Samed'dir = her yaratığın muhtaç bulunduğu eksiksiz bir varlıktır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Allah, bütün mahlukatın kendisine teveccüh ve iltica edeceği zât-ı ehâdiyyettir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Herşey her halinde o Allah'a muhtaçtır; O hiçbir şeye muhtaç değildir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Allah, the Eternal, Absolute; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İhlâs Sûresi 2. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...