Duhâ Sûresi 1. Ayet Tefsiri


1 / 11


Duhâ Sûresi Hakkında

Duhâ sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 11 âyettir. İsmini birinci âyette geçen ve güneşin ışığının iyice ortaya çıktığı “kuşluk vakti” mânasına gelen اَلضُّحٰى (duhâ) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 93, iniş sırasına göre 11. sûredir. 

Duhâ Sûresi Konusu

Sûre bütünüyle Cenâb-ı Hakk’ın Peygamberimiz (s.a.s.)’e, onun mübârek ve muazzez şahsında da tam bir ihlas ve samimyetle onun izinden yürüyen mü’minlere olan hususi lutuf ve ihsanlarından bahseder.

Duhâ Sûresi Nuzül Sebebi

Mushaftaki sıralamada doksan üçüncü, iniş sırasına göre on birinci sûredir. Fecr sûresinden sonra, İnşirâh sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Rivayete göre Fecr sûresinin inişinden sonra öncekine nisbetle daha kısa bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz. Peygamber’e, “Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terketti” demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber’in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiştir (Taberî, XXX, 148).

 Bizim iniş sıralamasında esas aldığımız bu rivayet dışında, Duhâ sûresinin iniş tarihine dair başka rivayetler de vardır: 1. İlk vahiyden (Alâk ve Müddessir sûrelerinin ilk âyetlerinden) sonra uzunca bir süre vahiy kesilmiş, tekrar başladığında ilk olarak Duhâ sûresi gelmiştir. 2. Necm sûresinde geçen “Cebrâil”i bütün azametiyle görme ve ona iyice yaklaşma” sonucu Hz. Peygamber’de oluşan heyecan ve sarsıntı yatışsın diye bir süre vahiy kesilmiş, sonra Duhâ sûresi gelmiştir (İbn Kesîr, VIII, 287-288, 445-446; Şevkânî, V, 378). Vahyin mâkul sebeplerle kesilip araya fâsılaların girmesi her seferinde muhaliflerin dedikodu yapmalarına vesile olmuş, Allah da resulünü teselli etmiştir.

Duhâ Sûresi Fazileti

Duhâ sûresi nâzil olunca Resûl-i Ekrem (s.a.s.) büyük bir sürûr duymuş ve اَللّٰهُ اَكْبَرُ (Allahu Ekber) diyerek tekbir getirmiştir. Bu sebeple Duhâ’dan Nâs’a kadar sûrelerin peşinden اَللّٰهُ اَكْبَرُ (Allahu Ekber) veya لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَ اللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ (Allahu ekber lâ ilâhe illâhu vallahu ekber) diyerek tekbir getirmek sünnet olmuştur. (bk. Hâkim, Müstedrek, III, 344)

وَالضُّحٰىۙ ﴿١﴾
Karşılaştır 1: Yemin olsun güneşin yükselip en parlak hâlini aldığı kuşluk vaktine,

TEFSİR:

Rivayete göre risâletin ilk zamanlarında Resûlullah (s.a.s.)’e vahyin gelmesi kısa bir müddet kesilmişti. Efendimiz (s.a.s.) buna çok üzüldü. Bunun kendisinden kaynaklanan bir kusur sebebiyle olmasından korku ve endişe duyuyordu. Müşriklerin de onun Rabbi tarafından terk edildiği yönünde ithamları oluyordu. (bk. Buhârî, Tefsir 93; Müslim, Cihad 114-115) Dolayısıyla Efendimiz (s.a.s.)’in hüznünü gidermek ve onu teselli etmek üzere bu sûre iner. Güneşin aydınlığının her tarafı kuşattığı kuşluk vaktine ve iyice sükûn bulduğu geceye yemin edilerek, Cenâb-ı Hakk’ın onu asla terk etmediğini ve ona darılmadığını müjdeler.

Gündüz ve gecenin nasıl bir hikmeti varsa, vahyin kesilmesinin de mutlaka bir hikmeti vardır. Bunun Allah’ın terk etmesi veya darılmasıyla bir alakası yoktur. Belki vahyin kesilmesinin, gündüz ve geceye yemin edilmesi ile şöyle bir irtibatı olabilir: İnsan gündüz çalışır, çabalar ve yorulur. Bu bakımdan gece karanlığı, yorgun olan insanın sükûnet bulması ve dinlenmesi için lüzumlu olur. Aynı şekilde ilk olarak gelen vahiyler, henüz bu işe yeni başlamış olan Peygamberimiz (s.a.s.)’e çok tesir ediyordu. Rûhen ve bedenen gerginliğe ve yorgunluğa sebep oluyordu. İşte bir müddet vahyin kesilmesi, Efendimiz (s.a.s.)’in gerginlikten kurtulup sükûnet bulması içindir. Bir mânada vahiy güneş aydınlığı gibiyken, onun kesilişi de gecenin sükûnetine benzetilmiştir.

Akabinde Cenâb-ı Hak, Habîbi’ni bırakmadığının ve darılmadığının bir işareti olarak öncelikle ona geleceğe ait müjdeler verir:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/ibrahim-suresinin-44-ayeti-ne-anlatiyor-197579-m.jpg
İbrahim Suresinin 44. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/allahin-ismini-zikrettigi-sahabi-197577-m.jpg
Allah’ın İsmini Zikrettiği Sahabi

Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/ibrahim-suresinin-41-ayeti-ne-anlatiyor-197566-m.jpg
İbrahim Suresinin 41. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/kuran-i-kerimi-anlamak-neden-onemlidir-197561-m.jpg
Kur’an-ı Kerim’i Anlamak Neden Önemlidir?

Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/ibrahim-suresinin-31-ayeti-ne-anlatiyor-197546-m.jpg
İbrahim Suresinin 31. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/kurani-dogru-okumak-neden-onemlidir-197536-m.jpg
Kur’an’ı Doğru Okumak Neden Önemlidir?

Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Kur’ân’ı tâne tâne oku.” (el-Müzzemmil, 4) KUR’AN’I YÜZÜNDEN DOĞRU BİR ŞEKİLDE OKUMAK Hadîs-i şerîfte de Kur’ân’ı güzel ...