Beled Sûresi 3. Ayet Tefsiri


3 / 20


Beled Sûresi Hakkında

Beled sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 20 âyettir. İsmini birinci âyette geçip şehir, memleket mânasına gelen اَلْبَلَدُ (beled) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 90, iniş sırasına göre 35. sûredir.

Beled Sûresi Konusu

İnsanın, Allah Teâlâ’nın bunca lutuf ve ihsanlarına karşılık nankörce ve cimrice davrandığı belirtilir. Ona, bundan vazgeçmesi ve cennetle arasına gerilmiş olan sarp yokuşu aşmak için malını muhtaçlara cömertçe ikram etmesi öğütlenir. Bu bakımdan iman, sabır ve merhamet tavsiye edilir. Bu tavsiyelere kulak asmayıp Allah’ın âyetlerini inkâr edenler, korkunç cehennem ateşiyle uyarılır. 

Beled Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada doksanıncı, iniş sırasına göre otuz beşinci sûredir. Kaf sûresinden sonra, Târık sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

TEFSİR:

“Belde”den maksat, Mekke şehridir. Mekke, daha önce çöl halinde, dağlar arasında susuz, bitkisiz bir vâdiydi. İbrâhim (a.s.), hanımıyla kundaktaki çocuğu Hz. İsmâil’i getirip buraya bırakmıştı. Kâbe’yi inşâ ettiğinde çevresinde burayı şenlendirecek insanlar yoktu. Fakat daha sonra bu şehir, bütün Arabistan’ın merkezi haline geldi. Asırlardır anarşi içinde yaşayan Arabistan Yarımadası’nın en emin yeri burası oldu. Bu sebeple Tîn sûresinde de: “Yemîn olsun bu güvenli Belde’ye” (Tîn 95/3) buyrulur. Burası, Âlemlerin Efendisi (s.a.s.)’in doğup büyüdüğü şehirdir. Resûlullah (s.a.s.) orada ikâmet etmiştir. Orada nübüvvet ve risâlete nâil olmuştur. Kur’an ona bu mukaddes beldede nâzil olmaya başlamıştır. Dolayısıyla onun burada bulunmasıyla şehrin önemi ve yüceliği daha da artmıştır. Bu şehir cana dokunulmaz, ot koparılmaz bir harem bölgesi iken, işin dikkat çeken yönü, müşrikler tarafından Peygamber (s.a.s.)’in burada öldürülüp ortadan kaldırılması “helâl” sayılmaya başlanmıştı. Efendimiz (s.a.s.) ve müslümanlara akla hayale gelmedik işkenceler ve eziyetler yapılmaktaydı. Bu sebeple “insanın kaderinde zorluklara göğüs germe” olduğu bildirilerek onlara sabırlı olmaları ve tahammül göstermeleri öğütlenir. “Baba ve çocuğu”ndan maksadın, bir sonraki âyetin işaretiyle, ya Hz. Âdem ve zürriyeti veya tüm babalar ve çocuklar olduğu anlaşılır:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri