Talâk Sûresi 8-11. Ayet Tefsiri


8-11 / 12


Talâk Sûresi Hakkında

Talâk sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. İsmini, birinci âyette bahsedilen talâk (boşama) hükmünden alır. Mushaf tertîbine göre 65, iniş sırasına göre ise 100. sûredir.

Talâk Sûresi Konusu

Sûrede boşamanın nasıl yapılacağı, boşanmada şâhitlik, boşanan kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süre, nafaka ve barınma hakkı ve çocuğun emzirilmesi ile alakalı düzenlemeler yapılır. Toplumların sağlam temeller üzerine oturması ve bekası için ailenin ehemmiyetine dikkat çekilir. Allah’ın emrine uygun hareket etmeyen fert ve toplumların hazin âkıbetlerine temas edilerek, kurtuluş için iman ve sâlih amelin şart olduğu te’yîden bildirilir.

Talâk Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada altmış beşinci, iniş sırasına göre doksan dokuzuncu sûredir. İnsan sûresinden sonra, Beyyine sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur.

وَكَاَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ عَتَتْ عَنْ اَمْرِ رَبِّهَا وَرُسُلِه۪ فَحَاسَبْنَاهَا حِسَابًا شَد۪يدًا وَعَذَّبْنَاهَا عَذَابًا نُكْرًا ﴿٨﴾
فَذَاقَتْ وَبَالَ اَمْرِهَا وَكَانَ عَاقِبَةُ اَمْرِهَا خُسْرًا ﴿٩﴾
اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَابًا شَد۪يدًا فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْبَابِۚۛ اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُواۚۛ قَدْ اَنْزَلَ اللّٰهُ اِلَيْكُمْ ذِكْرًاۙ ﴿١٠﴾
رَسُولًا يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ قَدْ اَحْسَنَ اللّٰهُ لَهُ رِزْقًا ﴿١١﴾
Karşılaştır 8: Nice ülkelerin halkları taşkınlık ederek Rablerinin ve O’nun gönderdiği peygamberlerin emirlerine başkaldırdılar da, biz de onları şiddetli bir biçimde hesâba çektik ve kendilerini eşi benzeri görülmemiş bir azapla cezalandırdık.
Karşılaştır 9: Böylece yaptıklarının cezasını tattılar ve işlerinin sonu tam bir hüsrân oldu.
Karşılaştır 10: Allah onlar için âhirette de şiddetli bir azap hazırlamıştır. Öyleyse ey iman etmiş akıl sahipleri! Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Gerçek şu ki, Allah size neyin iyi neyin kötü olduğunu bildiren ve size öğüt veren bir kitap indirdi.
Karşılaştır 11: Bir de yaşayan kitap olarak bir peygamber gönderdi. O pey­gamber, iman edip sâlih amel işleyenleri küfür karanlıklarından iman nûruna çıkarmak için, size gerçeği açıklayan ve yolunuzu aydın­latan apaçık mesajlar olarak Allah’ın âyetlerini okuyup tebliğ ediyor. Kim Allah’a iman eder sâlih ameller işlerse, Allah onu, ebedi­yen kalmak üzere, içinde ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Allah ona gerçekten güzel bir rızık nasip etmiştir.

TEFSİR:

Yukarıdaki âyetlerde, İslâm’ın çok ehemmiyet verdiği aile yapısı üzerinde durularak, aile içi münâsebetlerin düzenli, hak ve hukuka bağlı olarak tesis edilmesi talep edildi. Harcamalar­da İslâm’ın istediği itidal çizgisine uyulmasının gerekliliği belirtildi. Aile yapısının sağlamlaştırılması ve onun bozulmaması için de en üst seviyede bir hassasiyetin gösterilmesi tavsiye edildi. Fertlerin terbiyesine ve toplum düzenine zarar verecek aile içi ve eşler arası problemlerin çözüme kavuşturulması için yol gösterildi. Cenâb-ı Hakk’ın bu hususlardaki buyruklarına uymanın fert, aile ve toplum hayatı açısından ehemmiyeti vurgulandı. Bunların hemen peşinden burada Allah’ın ve O’nun gönderdiği peygamberlerin buyruklarına karşı baş kaldıran, taşkınlık eden toplumların acı akıbetlerine yer verilmesi, toplumun çekirdeğini oluşturan aile müessesinin ve bununla yakından alakası olan iktisadî nizamın sağlam bir yapıda olması ve sağlıklı işlemesinin, medeniyetlerin varlık ve bekâları açısın­dan ne kadar mühim olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla böyle bir yapının kurulup geliştirilebilmesi, ancak bütün hal ve hareketlerini, tutum ve davranışlarını Allah’a kâmil bir iman, amel-i sâlih ve ahlâk-ı hamîde düstûrlarıyla şekillendirip kontrol eden fertler yetiştirilmesine bağlıdır. İşte Allah Teâlâ, bahsedilen bu imanî, amelî ve ahlâkî esasları bildirmek üzere bir hikmet, öğüt ve uyarı kitâbı olan Kur’ân-ı Kerîm’i indirmiştir. O’nun açık ve ilâhî buyrukları açıklayıcı âyetlerini insanlığa okuyup tebliğ etmek üzere Hz. Muhammed (s.a.s.)’i peygamber olarak göndermiştir. Kur’an ve Peygamber’e itaat edip, iman ve sâlih  amellerle tezyin edilmiş bir kulluk hayatı yaşayanları, cennetlere yerleştireceğini ve onlara pek güzel rızıklar ihsan edeceğini müjdelemiştir. Şüphesiz Allah va’dini yerine getirecek ve müjdelediği nimetleri verecek güçtedir. Çünkü:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...