Tâ-Hâ Sûresi 130. Ayet Tefsiri


130 / 135


Tâ-Hâ Sûresi Hakkında

Tâhâ sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 135 âyettir. İsmini birinci âyetinde yer alan “Tâ. Hâ” mukataa harflerinden almıştır. Bazı kaynaklarda surenin “Mûsâ sûresi” ve “Kelîm sûresi” diye isimlendirildiği de görülür. Mushaf tertîbine göre 20, iniş sırasına göre 45. sûredir.

Hz. Ömer’in bu sûre vesilesiyle müslüman olduğu rivayet edilir. Hâdise özetle şöyle vuku bulmuştur:

Başlangıçta İslâm’ın yaman düşmanlarından biri olan Ömer b. Hattab, Resûlullah (s.a.s.)’i öldürmeye kastetmişti. Ömer bu niyetle yola çıktığında bir adama rastlar. Adam ona: “Sen önce kız kardeşinin ve eniştenin müslüman olduğunu bilmelisin” der. Bunu duyan Ömer doğruca kız kardeşinin evine gider. Orada kardeşi Fatma ve eniştesi Said b. Zeyd’in, Habbab b. Eret’in yanında yazılı bir kağıt parçasından bir şeyler öğrendiklerini görür. Fatma ağabeyinin geldiğini görünce kağıt parçasını hemen bir yere saklamaya çalışırsa da, okunanları duyan Ömer onlara sorular sormaya başlar. Daha sonra eniştesini döver ve kocasını korumaya çalışan kız kardeşini yaralar. Sonunda her ikisi de “Evet müslüman olduk, ne yaparsan yap!” derler. Ömer, kız kardeşinin başından akan kandan müteessir ve müteellim olarak: “Okuduğunuz şeyi bana gösterin” der. Kız kardeşi kağıdı yırtmayacağına dair ondan yemin alır ve “Temizlenmeden ona dokunamazsın” der. Bunun üzerine Ömer (r.a.) yıkanır ve Tâhâ sûresinin yazılı olduğu kağıdı okumaya başladığında: “Ne mükemmel bir şey!” diye nâra atmaktan kendini alamaz. Bunu duyan Habbâb, gizlendiği yerden çıkarak: “Allah’a yemin olsun ki, O sana Peygamberi’nin davetini tebliğe hizmet ettirecektir. Çünkü dün Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.)’in: «Rabbim, ya Hakem b. Hişâm[1] ya da Ömer b. Hattap’la İslâm’ı teyîd eyle!» diye dua ettiğini duydum. Ey Ömer Allah’a dön, Allah’a dön!” telkininde bulunur. Bu sözler o kadar ikna edici olur ki Hz. Ömer Habbab’la birlikte, İslâm’ı kabul etmek üzere Resûlullah (s.a.s.)’in yanına gider ve kelime-i şehâdet getirerek İslâm’la şereflenir. (İbn Hişam, es-Sîre, I, 271 vd.)

[1] Hakem b. Hişâm, Ebû Cehil diye meşhur olan müşriğin ismidir.

Tâ-Hâ Sûresi Konusu

Sûre, Kur’ân-ı Kerîm’in indiriliş gâyesini belirterek, Resûlullah (s.a.s.)’i tesellî ederek ve her şeyin sahibi olan Allah Teâlâ’yı tanıtarak söze başlar. İçinde alınacak çok mühim dersler ve ibretler olan Hz. Mûsâ’nın kıssasını; hususiyle peygamber olduktan sonra hem Firavun hem de kendi kavmiyle olan mücâdelesini uzun uzadıya beyân eder. Arada kıyâmetin dehşetli sahnelerinden manzaralar arzederek münkirleri bekleyen hazin âkıbet ve korkunç azabı hatırlatır. Sonunda kısaca Âdem-İblîs kıssasına temas ederek, Allah’ı zikretmek, O’nu hiç unutmamak, dünyaya gönül bağlamamak, ibâdetlere, bunlar içinde de özellikle namaza fert, aile ve toplum olarak devam etmek, dinin tebliğinde sabır ve sebat göstermek gibi İslâm’ın cihanşumûl kaidelerini telkinle sözü nihâyete erdirir. 

Tâ-Hâ Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada yirminci, iniş sırasına göre kırk beşinci sûredir. Meryem sûresinden sonra, Vâkıa sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 130 ve 131. âyetlerin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır. Hz. Ömer’in İslâmiyet’i kabul edişiyle ilgili meşhur rivayette Ömer’in, kız kardeşi ve eniştesinin evine baskın yaptığında işittiği ve çok etkilendiği âyetlerin Tâhâ sûresinin âyetleri olduğu ve bu olayın peygamberliğin beşinci yılında cereyan ettiği dikkate alınarak, genellikle Mekke döneminin ortalarına doğru indiği kabul edilir. Kaynaklarda nüzûlü için belirli bir sebepten söz edilmez. Geldiği dönemin şartları ve sûrenin içeriği, Hz. Peygamber’e ve müminlere teselli verip onların moralini yükseltmeyi amaçladığını göstermektedir.

Tâ-Hâ Sûresi Fazileti

Resûlullah (s.a.s.) buyurur:

“Tâhâ ve Yâsîn sûrelerini işiten melekler şöyle derler: «Bunların kendilerine gönderildiği ümmete ne mutlu, bunları taşıyan gönüllere ne mutlu, bunları okuyan dillere ne mutlu!»” (Dârimî, Fezâilü’l-Kur’an 20) 

فَاصْبِرْ عَلٰى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَاۚ وَمِنْ اٰنَٓائِ الَّيْلِ فَسَبِّحْ وَاَطْرَافَ النَّهَارِ لَعَلَّكَ تَرْضٰى ﴿١٣٠﴾
Karşılaştır 130: Rasûlüm! Sen onların alay ve inkâr dolu sözlerine sabret! Güneş doğmadan ve batmadan önce Rabbini överek tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün bazı vakitlerinde de tesbihine devam et ki, Rabbinin hoşnutluğuna eresin.

TEFSİR:

Bu âyet beş vakit namaza işaret eder. Şöyle ki:

  “Güneşin doğmasından önce” sabah namazına,

  “Batmasından önce” ikin­di namazına,

  “Gecenin bir kısım saatleri” yatsı namazına,

  “Gündüzün etrafı yani iki ucu” akşam ve öğle namazına işaret eder. Çünkü öğle namazı günün ilk bölümünün son vaktinde ve ikinci bölümünün ilk vaktinde kılınır. O bakımdan bu namaz günün iki vaktinde yer almaktadır. Üçüncü vakit ise güneşin batış vakti olup bu da akşam namazı vaktidir.

Bu vakitlerde farz ve nâfile olan namazlara devam etmek, Cenâb-ı Hakk’ı zikir ve tesbih etmek kulun Rabbin rızâsına erişmesi için en büyük vesilelerdir. Ancak Allah’a kullukta başarılı olabilmek için gözü ve kulağı yanlış meyillerden korumak, bunun neticesinde de kalbi dünya sevgisinden boşaltmak gerekmektedir:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-92-ayeti-ne-anlatiyor-195159-m.jpg
Enâm Suresinin 92. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...