Kamer Sûresi 26. Ayet Tefsiri


26 / 55


Kamer Sûresi Hakkında

Kamer sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 55 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ve “ay” mânasına gelen اَلْقَمَرُ (kamer) kelimesinden alır. Resmî tertîbe göre 54, iniş sırasına göre 37. suredir.

Kamer Sûresi Konusu

Ayın yarılması gibi büyük mûcizeleri gördükleri halde küfür ve şirk bataklığına ısrarla batmaya devam eden müşrikler uyarılır. Onlar bir taraftan mahşer gününün dehşetli manzaraları ile korkutulurken, bir taraftan da önceden gelip helak edilmiş kavimlerin feci âkıbetleri hatırlatılarak dünyada uğrayacakları bela ve musîbetlerle ikaz edilirler. Kur’ân-ı Kerîm, gerçekleri anlamak için en büyük bir nimet iken, ona gereken alakayı göstermeyenler tekrar tekrar kınanır. Sûre, Peygamber (s.a.s.) ile müşrikler arasında başlayan amansız mücâdelenin, Peygamber’in gâlibiyetiyle sona ereceğini; onun düşmanları kaynar cehennem ateşinde yüzüstü süründürülürken, dostlarının Yüce Allah’ın katında doğruluk makamında ebedî nimetlere erişeceğini haber vererek sona erer.

Kamer Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada elli dördüncü, iniş sırasına göre otuz yedinci sûredir. Târık sûresinden sonra, Sâd sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur.

TEFSİR:

Semûd, Sâlih (a.s.)’ın kavmidir. Bu kavmin özellikleri, niçin ve nasıl helak edildikleri önceki sûrelerde anlatılmıştı. (bk. A‘râf  7/73-79; Hud 11/61-68; Şuarâ 26/141-159)

Bunlar, peygamberlerini yalanlamışlar, ona iman ve itaati gururlarına yedirememişlerdir. Ona inanmamak için şu sebepleri ileri sürmüşlerdir:

  Hz. Sâlih bir insandır, dolayısıyla diğer insanlardan farklı bir yönü yoktur.

  Kavminin içinden çıkmış bir şahıstır ve kendilerinden üstün değildir.

  O, sıradan bir şahıstır. Ne bir kabilenin reisi, ne bir grubun lideri ne de bir gücün sahibidir. Arkası ve taraftarı olmayan tek başına bir şahıstır.

  Hatta o, peygamberliği bahane edip başlarına geçmek isteyen yalancı şımarık biridir. O halde Hz. Sâlih’in üstünlüğünü kabul etmek için haklı bir gerekçe görülmemektedir.

Nitekim Mekkeli müşrikler de aynı cehalet içindeydiler. Zira onlar da Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğini reddedebilmek için aynı gerekçeleri öne sürüyorlardı. Yani “Hz. Muhammed (s.a.s.) de sıradan insanlar gibi alış veriş yaptığı halde ve içimizde doğmuş büyümüşken, şimdi kalkmış Allah’ın kendisine peygamberlik verdiğini iddia etmektedir” diyorlardı.

Semûd kavmi, Hz. Sâlih’ten mûcize talebinde bulunup, kayadan dişi bir deve çıkarmasını istediler. İstedikleri oldu. Yalnız su sıkıntısı çekilen bir dönemde ilâhî emirle deve onların sularına ortak kılındı. Kuyudan çıkan su, bir gün devenin, bir gün diğer insan ve hayvanların olacaktı. Böyle bir müddet devam edildi. Deve nöbeti olduğu günde kuyunun tüm suyunu içiyor, geriye hiçbir şey kalmıyordu. Buna dayanamayan azgınlar, Hz. Sâlih’in deveye bir kötülük yapmamaları yönünde ısrarlı uyarılarına rağmen, çareyi deveyi öldürmekte buldular. Bu işi yapmak üzere de azgınlığıyla meşhur bir arkadaşlarını çağırdılar. O da bıçağını kapıp deveyi ayaklarından biçerek öldürdü. Allah Teâlâ onların üzerine korkunç bir çığlık gönderdi. Neticede helak edildiler. Ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler. Çoban ağılının etrafına hususi bir mekân olmak üzere çekilen çalı çırpının dökülüp çiğnenerek çürümüş olan kırıntıları gibi, yahut çobanın ağılında yaktığı çalı çırpının yanık kırıntıları gibi kırılakaldılar. Onların bu hali de, şüphesiz düşünüp ders ve öğüt alacaklar için büyük bir ibrettir.

Lût kavmine gelince:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-44-ayeti-ne-anlatiyor-198073-m.jpg
İsra Suresinin 44. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-32-ayeti-ne-anlatiyor-198063-m.jpg
İsra Suresinin 32. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-198037-m.jpg
İsra Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/hadid-suresinin-tefsiri-198029-m.jpg
Hadid Suresinin Tefsiri

Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır.  Mushaf t ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-9-ayeti-ne-anlatiyor-198017-m.jpg
İsra Suresinin 9. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-1-ayeti-ne-anlatiyor-197989-m.jpg
İsra Suresinin 1. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...