İhlâs Sûresi 3. Ayet Tefsiri


3 / 4


İhlâs Sûresi Hakkında

İhlâs sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 4 âyettir. İsmini, İslâm dininin esasını teşkil eden tevhîd akîdesinin veciz bir ifadesi olan “İhlâs” sözünde alır. “İhlâs”, dini hâlis yapmak, şirk bulaşıklarından temizlemek ve sadece Allah’a kulluk etmek demektir. Surenin kaynaklarda tespit edilen yirmiden fazla ismi vardır. Yaygın isimlerinden biri قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ (Kul hüvellahü ehad)dır. Ayrıca اَلصَّمَدُ (Samed), اَلتَّوْح۪يدُ (Tevhîd), اَلأسَاسُ (Esâs), اَلتَّجْر۪يدُ (Tecrîd), اَلنَّجَاةُ (Necât), اَلْوَلَايَةُ (Velâyet), اَلْمُقَشْقِشَةُ (Mukaşkışe), اَلْمُعَوِّذَةُ (Muavvize) isimleriyle de anılır. Mushaf tertîbine göre 112, iniş sırasına göre ise 22. sûredir.

İhlâs Sûresi Konusu

Cenâb-ı Hakk’ın birliği ve en mühim sıfatları gayet veciz bir şekilde beyân edilir. 

İhlâs Sûresi Nuzül Sebebi

Mushaftaki sıralamada yüz on ikinci, iniş sırasına göre yirmi ikinci sûredir. Nâs sûresinden sonra, Necm sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır. Mekke’de indiğini söyleyenler Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber’e gelerek “Bize rabbinin soyunu anlat” dediklerini, bunun üzerine bu sûrenin indiğini bildiren rivayetleri delil getirirler (Müsned, V, 133-134). Medine’de indiğini söyleyenler ise yahudilerle hıristiyanların Hz. Peygamber’e yönelttikleri Allah hakkındaki sorulara bir cevap olmak üzere Cebrâil’in Hz. Peygamber’e gelip “Kul hüvellahü ehad” sûresini okuduğunu bildiren rivayetleri delil göstermişlerdir (Taberî, XXX, 221-222; Râzî, XXXII, 175). Ancak sûrenin üslûp ve içeriği Mekke döneminde indiği izlenimini vermektedir.

İhlâs Sûresi Fazileti

Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûre Kur’an’ın üçte birine denktir.” (Buhârî, Tevhid 1; Müslim, Misâfirîn 259)

Kur’ân-ı Kerîm’in muhtevasını “tevhid ve mârifetullah”, “âhiret bilgisi” ve “doğru yol bilgisi” diye üçe ayırırsak, İhlâs sûresi bunların birincisini ele aldığı için, bu yönüyle Kur’an’ın üçte birine denk olduğu anlaşılabilir.

Resûlullah (s.a.s.) sahâbîlerden birini bir seriyyenin başında kumandan olarak göndermişti. O mübârek sahâbî, arkadaşlarına namaz kıldırıyor, ancak kıraatini her defâsında İhlâs sûresi ile bitiriyordu. Medine-i Münevvere’ye döndüklerinde, durumu Allah Resûlü’ne haber verdiler. Efendimiz:

“–Ona, niçin böyle yaptığını sorun!” buyurdu. Arkadaşları bunun sebebini sorduklarında sahâbî:

“–Bu sûre, Rahmân’ın vasıflarını anlatmaktadır. Bu yüzden, onu okumayı seviyorum.” cevâbını verdi.

Bunu öğrenen Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“–Ona söyleyin, Allah Teâlâ da onu seviyor.” (Buhârî, Tevhîd 1)

Yine Peygamberimiz (s.a.s.), sevdiği için bu sureyi her namazda okuyan bir sahabîye:

“Onu sevmen seni cennete götürür” müjdesini vermiştir. (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 11)

İniş Sebebi

Müşriklerin, Resûlullah (s.a.s.)’e:

“Rabbinin nesebini söyle” demeleri üzerine Cenâb-ı Hak, kendini tanıtmak üzere bu sûreyi indirdi. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 133-134)

Araplarda bir yabancıyı tanımak istediğinde “Onun nesebi nedir?” diye sormak adetti. Çünkü onlarda bir kimseyi tanımanın ilk şartı, nesebinin ne olduğu ve hangi kabileden geldiğinin açıklanmasıydı. Bu sebeple, Rabbinin kim olduğunu öğrenmek için Efendimiz (s.a.s.)’e de O’nun nesebini sormuşlardı.

لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ ﴿٣﴾
Karşılaştır 3: O, doğurmamış ve doğmamıştır.

TEFSİR:

Allah, doğurmamıştır, dolayısıyla hiçbir evlat edinmemiştir. O’nun  ne oğlu ne de kızı vardır. Allah, bütün ke­mal sıfatlarıyla muttasıf olduğu gibi, noksan sıfatlardan da uzaktır. Görüldüğü üzere âyetin bu kısmı, Allah’a evlat nisbet edenlerin hepsini reddeder. Meselâ, “Üzeyr, Allah’ın oğludur” (bk. Tevbe 9/30) diyen yahudileri; “Mesih Allah’ın oğludur” (bk. Tevbe 9/30) diyen hıristiyanları ve “Melekler Allah’ın kızlarıdır” (bk. Saffât 37/150, 153, Zuhruf 43/16) iddiasında bulunan Arap müşriklerini reddeder. Yüce Allah, kendisinin çocuğu olmadığını bildirerek bunların hiçbirini kabul etmez. Çünkü çocuğun, babanın cinsinden olması lâzımdır. Allah (c.c.) ise ezelî ve kadîmdir. O’nun bir benzeri yoktur. O’nun için bir çocuğun olması imkânsızdır. Bir de, ancak eşi olanın çocuğu olur. Yüce Allah’ın eşi yoktur. İşte “O, gökleri ve yeri hiç yoktan, eşsiz ve benzersiz şekilde yaratandır. Eşi olmadığı halde O’nun nasıl çocuğu olabilir ki? Her şeyi O yaratmıştır ve O her şeyi hakkiyle bilendir” (En‘âm 6/101) âyeti bu hususu anlatır.

Aynı şekilde Allah doğmamıştır. O, ne bir babanın, ne de bir ananın çocuğu olmuştur. Çünkü doğan her şey sonradan olur. Yüce Allah ise kadîm ve ezelîdir, evve­li yoktur. Ne doğmuş olması, ne de bir babasının olması mümkün değildir. Bu âyetle, soy ve neseple alakalı ne varsa bütün yönleriyle hepsini Yüce Allah’tan nefyeder. Bir sonraki âyette bu hususu izah eder:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

İhlâs Sûresi Ayetler:

1 2 3 4

https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...