# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذ۪يرًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ erselnâke şâhiden ve mubeşşiran ve neżîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ey insanlar, siz de Allah'a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve O'nu sabah akşam tesbih edesiniz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Elhak biz seni hem bir şâhid gönderdik hem bir mübeşşir hem bir nezîr |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakîkat biz, seni bir şâhid, bir müjdeleyici, bir korkutucu olarak gönderdik, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki biz seni, bir şâhid, bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten biz, seni, (ümmetine) şahid, (cennetle) müjdeleyici, (cehennemle) korkutucu bir peygamber olarak gönderdik; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, Biz seni bir şahit ve bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We have truly sent thee as a witness, as a bringer of Glad Tidings, and as a Warner: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Fetih Sûresi 8. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...