Talâk sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. İsmini, birinci âyette bahsedilen talâk (boşama) hükmünden alır. Mushaf tertîbine göre 65, iniş sırasına göre ise 100. sûredir.
Sûrede boşamanın nasıl yapılacağı, boşanmada şâhitlik, boşanan kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süre, nafaka ve barınma hakkı ve çocuğun emzirilmesi ile alakalı düzenlemeler yapılır. Toplumların sağlam temeller üzerine oturması ve bekası için ailenin ehemmiyetine dikkat çekilir. Allah’ın emrine uygun hareket etmeyen fert ve toplumların hazin âkıbetlerine temas edilerek, kurtuluş için iman ve sâlih amelin şart olduğu te’yîden bildirilir.
Mushaftaki sıralamada altmış beşinci, iniş sırasına göre doksan dokuzuncu sûredir. İnsan sûresinden sonra, Beyyine sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur.
Yukarıdaki âyetlerde, İslâm’ın çok ehemmiyet verdiği aile yapısı üzerinde durularak, aile içi münâsebetlerin düzenli, hak ve hukuka bağlı olarak tesis edilmesi talep edildi. Harcamalarda İslâm’ın istediği itidal çizgisine uyulmasının gerekliliği belirtildi. Aile yapısının sağlamlaştırılması ve onun bozulmaması için de en üst seviyede bir hassasiyetin gösterilmesi tavsiye edildi. Fertlerin terbiyesine ve toplum düzenine zarar verecek aile içi ve eşler arası problemlerin çözüme kavuşturulması için yol gösterildi. Cenâb-ı Hakk’ın bu hususlardaki buyruklarına uymanın fert, aile ve toplum hayatı açısından ehemmiyeti vurgulandı. Bunların hemen peşinden burada Allah’ın ve O’nun gönderdiği peygamberlerin buyruklarına karşı baş kaldıran, taşkınlık eden toplumların acı akıbetlerine yer verilmesi, toplumun çekirdeğini oluşturan aile müessesinin ve bununla yakından alakası olan iktisadî nizamın sağlam bir yapıda olması ve sağlıklı işlemesinin, medeniyetlerin varlık ve bekâları açısından ne kadar mühim olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla böyle bir yapının kurulup geliştirilebilmesi, ancak bütün hal ve hareketlerini, tutum ve davranışlarını Allah’a kâmil bir iman, amel-i sâlih ve ahlâk-ı hamîde düstûrlarıyla şekillendirip kontrol eden fertler yetiştirilmesine bağlıdır. İşte Allah Teâlâ, bahsedilen bu imanî, amelî ve ahlâkî esasları bildirmek üzere bir hikmet, öğüt ve uyarı kitâbı olan Kur’ân-ı Kerîm’i indirmiştir. O’nun açık ve ilâhî buyrukları açıklayıcı âyetlerini insanlığa okuyup tebliğ etmek üzere Hz. Muhammed (s.a.s.)’i peygamber olarak göndermiştir. Kur’an ve Peygamber’e itaat edip, iman ve sâlih amellerle tezyin edilmiş bir kulluk hayatı yaşayanları, cennetlere yerleştireceğini ve onlara pek güzel rızıklar ihsan edeceğini müjdelemiştir. Şüphesiz Allah va’dini yerine getirecek ve müjdelediği nimetleri verecek güçtedir. Çünkü:
Kur’an’da şöyle buyrulur: يُوسُفُ اَيُّهَا الصِّدّ۪يقُ “Yûsuf! Ey özü sözü doğru arkadaş!” (Yûsuf, 12/46) EY DOĞRU ARKADAŞ! Bilgi: Zindan arkada ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuk yapmayı istemeyenlere nasib ederiz. Sonunda kazançlı çıkanlar, fenalıktan sakı ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...
İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...