Nâziât sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 46 âyettir. İsmini, birinci âyette geçip “kökünden söküp çıkaran” mânasına gelen اَلنَّازِعَاتُ (nâziât) kelimesinden alır. Sûre اَلسَّاهِرَةُ (Sâhire) ve اَلطَّامَّةُ (Tâmme) isimleriyle de anılır. Mushaf tertîbine göre 79, iniş sırasına göre ise 81. sûredir.
Bir takım kuvvetlere yemin edilerek kıyâmetin dehşeti gözler önüne serilir. Allah’ın kudret nişânelerine yer verilerek kıyâmetin mutlaka kopacağı ve iyi yada kötü herkesin dünyada yaptığına göre bir karşılık göreceği beyân edilir. Bu gerçeklere inanmayan kâfirlere, azgınlaşıp Rablik iddiasında bulunan Firavun’un fecî âkıbeti bir ibret levhası halinde hatırlatılır.
Mushaftaki sıralamada yetmiş dokuzuncu, iniş sırasına göre seksen birinci sûredir. Nebe’ sûresinden sonra, İnfitâr sûresinden önce Mekke’de inmiştir.
Kıyâmetin vaktini ve o vakit meydana gelecek hâdiseleri tam olarak yalnız Allah Teâlâ bilir. Resûlullah (s.a.s.)’in vazifesi de, kıyametin vaktini bildirmek değil, ondan korkup ürperenlere Allah’ın emir ve yasaklarını hatırlatmaktır. Ancak Allah Resûlü (s.a.s.)’in son peygamber olarak gönderilmesinin, kıyâmetin yaklaştığının büyük bir alameti olduğu da ortadadır. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s.), şehâdet parmağıyla orta parmağını bir araya getirerek:
“Benimle kıyâmetin arası şu iki parmağım arası kadar yaklaştığı zamanda ben peygamber olarak gönderildim” buyurmuştur. (Buhârî, Tefsir 79/1; Müslim, Cum‘a 43)
Dolayısıyla bizzat Efendimiz (s.a.v )’in bi’seti, kıyametin yaklaşmakta olduğunu anlatıp dururken, inkârcıların bununla yetinmeyip onun vaktini sormaya kalkışmaları, üzerlerine düşmeyen mânasız bir iştir. Bu hususta ne onların sormaları, ne de Peygamber (s.a.s.)’in bir açıklama yapması, matlup bir durumdur.
Unutmasınlar ki:"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...