Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Tevbe / 41 | Ey mü'minler! İster kolay, ister zor; imkânlarınız az veya çok, ister silahlı ister silahsız hangi durumda olursanız olun hep beraber savaşa çıkın ve mallarınızla canlarınızla Allah yolunda cihâd edin. Bilirseniz, böyle yapmanız sizin için daha hayırlıdır. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 42 | Eğer dâvet edildikleri şey kolay bir ganimet ve çıkılacak sefer de şöyle yakın mesâfeli bir sefer olsaydı, o münafıklar mutlaka senin peşinden gelirlerdi. Fakat o meşakkatli sefer, onlara pek uzak göründü. Sonra da kalkıp Allah adına yemin ederek: “Eğer imkânımız olsa ve gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber sefere çıkardık” diyeceklerdir. Böyle yapmakla kendilerini helâke sürükleyeceklerdir. Oysa Allah, onların yalan söylediğini kesinlikle bilmektedir. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 43 | Hay Allah seni affedesice Nebî! Sefere çıkmamak için senden izin isteyen o münafıklara, sence kimin doğru söylediği iyice belli olmadan ve kimlerin yalancı olduğunu henüz bilmeden neden izin verirsin ki? |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 44 | Allah’a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla canlarıyla cihat etmekten geri kalmak maksadıyla senden asla izin istemezler. Allah o takvâ sahiplerini çok iyi bilir. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 45 | Cihâda katılmamak hususunda senden ancak Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşmüş olup da o şüpheleri içinde bocalayıp duranlar izin isterler. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 46 | Eğer gerçekten sefere çıkmak isteselerdi onun için az da olsa bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, onların böyle isteksizlik içinde harekete geçmelerini istemedi de kendilerini engelledi ve haklarında: “Evlerinde oturan çocuk ve kadınlarla beraber siz de oturun” hükmü verildi. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 47 | Onlar sizinle beraber sefere çıksalardı, problem artırmaktan başka bir işe yaramazlar, sizi fitneye ve ayrılığa düşürmek için aranızda koşuşturup dururlardı. Kaldı ki, içinizde onlar için casusluk yapacaklar da vardır. Allah, o zâlimleri çok iyi bilir. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 48 | Gerçekten bunlar daha önce de fitne çıkarmayı çok istemişler ve Rasûlüm, nice planlar içine girip senin aleyhinde türlü türlü entrikalar çevirmişlerdi. Ama sonunda, onlar hiçbir zaman hoşlanmasalar da, hakikat ortaya çıktı ve Allah’ın emri üstün geldi. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 49 | Onlardan: “Savaşa gitmemek için bana izin ver de başımı belâya sokma!” diyenler var. Oysa onlar zâten fitnenin tam içine düşmüş durumdadırlar. Şüphesiz ki cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatacaktır. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 50 | Sana bir iyilik gelse, bu onları üzer. Fakat sana bir musîbet dokunsa: “İyi ki biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevine sevine dönüp giderler. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 51 | De ki: “Allah bizim için ne yazdıysa, başımıza gelecek ancak odur. O bizim Mevlâmız’dır. Mü’minler, yalnızca Allah’a güvenip dayansınlar.” |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 52 | Münafıklara şunu söyle: “Siz bizim hakkımızda ancak şu iki güzellikten; zafer veya şehâdetten birinin gelmesini gözetip duruyorsunuz. Biz ise sizin hakkınızda, ya Allah’ın kendi tarafından veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, biz de sizinle beraber beklemekteyiz.” |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 53 | De ki: “Malınızdan ister içinizden gelerek verin isterse hoşlanmaya hoşlanmaya verin, yaptığınız harcama, Allah katında hiçbir zaman asla kabul görmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkmış bir topluluk hâline geldiniz.” |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 54 | Onların yaptığı bağışların kabul edilmesine engel olan şey, Allah’ı ve Rasûlü’nü inkâr etmeleri, namaza tembel tembel gelmeleri ve bağışlarını gönülsüz olarak zorlana zorlana yapmalarıdır. |
|
Ömer Çelik | Tevbe / 55 | Onların ne malları ne de evlatları sakın seni imrendirmesin! Çünkü Allah, onları daha dünya hayatında bunlar yüzünden sıkıntılara düşürmeyi ve neticede kâfir olarak can vermelerini istemektedir. |
|
Hac suresinin 63. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 63. Ayet Arapça: ِ اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءًۘ فَتُصْبِحُ الْا ...
Kur’an-ı Kerim’i okurken nerede durulup nerede geçilmesi gerektiğini bize gösteren duraklar mevcuttur. Bunlara “vakıf” denir. Vakıf; Kur’ân-ı Kerim ok ...
Hac suresinin 55. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 55. Ayet Arapça: ِ وَلَا يَزَالُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي مِرْيَةٍ مِنْهُ حَتّٰى تَأْتِيَهُمُ ال ...
Hac suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 46. Ayet Arapça: ِ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓ ...
Hac suresinin 35. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 35. Ayet Arapça: ِ اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى ...
Hac suresinin 30. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 30. Ayet Arapça: ِ ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه ...