Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Bakara / 228 | Geri dönülebilir talâk ile boşanan kadınlar, üç âdet müddetince bekleyip kendilerini gözetlemelidirler. Eğer AllAh’a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, AllAh’ın rAhimlerinde yarattığı hayız hâlini veya hamileliği gizlemeleri kendilerine helâl değildir. Eğer barışmak ve aralarını düzeltmek isterlerse kocaları, bu süre içinde onları geri almaya başkalarından dAha çok hak sAhibidirler. Erkeklerin hanımları üzerinde hakları olduğu gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşrû hakları vardır. Ancak erkekler kadınlara göre bir derece dAha fazla hak sAhibidirler. AllAh, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. |
|
Ömer Çelik | Bakara / 232 | Kadınları boşadığınız zaman, onlar da bekleme süresini tamamladıklarında ey hâkimler ve veliler, meşrû bir şekilde anlaştıkları takdirde, onların mevcut kocalarıyla veya bir başka erkekle yeniden evlenmelerine engel olmayın. Bu, sizden AllAh’a ve âhiret gününe inananlara verilen bir öğüttür. Bu öğütlere uygun davranmak, sizin için dAha hayırlı ve dAha temizdir. Zira işin gerçeğini AllAh bilir, siz bilemezsiniz. |
|
Ömer Çelik | Bakara / 264 | Ey iman edenler! AllAh’a ve âhiret gününe inanmadığı halde sırf insanlara gösteriş olsun diye mallarını harcayanlar gibi, başa kakıp eziyet etmek sûretiyle sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Bu şekilde hayır yapan kimsenin misâli, üzerinde biraz toprak bulunan kaygan bir kayanın hâli gibidir ki, ona şiddetli bir sağanak vurmuş da onu çıplak bir halde bırakmıştır. Böyleleri, yaptıkları hiçbir iyiliğin faydasını göremezler. AllAh, kâfirler gürûhunu doğru yola ulaştırmaz. |
|
Ömer Çelik | Bakara / 268 | Şeytan sizi fakirlikle korkutur; sizi her türlü hayasızlığı ve Ahlâksızlığı yapmaya teşvik eder. AllAh ise size bağışlamayı ve bol nimet vermeyi va‘deder. AllAh, lutfu pek geniş olan, her şeyi hakkıyla bilendir. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 22 | Onların bütün yaptıkları dünyada da âhirette de boşa gitmiştir. Onları azaptan kurtaracak hiçbir yardımcıları da yoktur. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 45 | Hani melekler demişti ki: “Meryem! Şüphesiz AllAh sana, kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor. Onun ismi, Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O dünyada da âhirette de şerefli, itibarlı ve AllAh’a yakın kullardan olacaktır.” |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 56 | “İnkâr edenleri dünyada da âhirette de şiddetli bir şekilde cezalandıracağım. Onlar için hiçbir yardımcı olmayacaktır.” |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 77 | AllAh’a verdikleri sözleri ve ettikleri yeminleri önemsiz bir dünya menfaatine satanlar var ya, işte onların âhirette hiçbir nasipleri yoktur. AllAh kıyâmet günü onlarla konuşmayacak, onlara merhamet nazarıyla bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 85 | Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, şunu bilsin ki, aradığı din ondan asla kabul edilmeyecektir; o, âhirette de kaybedenlerden olacaktır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 114 | Onlar AllAh’a ve âhiret gününe inanır, iyiliği teşvik edip kötülükten sakındırır ve hayır işlerde birbirleriyle yarışırlar. İşte bunlar, sâlih kullardandır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 145 | Önceden belirlenmiş bir yazgıya göre AllAh izin vermedikçe hiç kimsenin ölmesi mümkün değildir. Kim yaptığı iş karşılığında bu dünyanın nimetlerini isterse, ona istediğini veririz; kim de âhiret mükâfatını isterse ona da istediğini veririz. Biz, şükredenleri mükâfatlandıracağız. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 148 | AllAh da onlara hem dünya nimetlerini, hem de âhiret mükâfatının en güzelini verdi. Çünkü AllAh, böyle iyilik ve ihsân sAhiplerini sever. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 152 | Esasen AllAh size olan sözünde durdu: O’nun izniyle düşmanlarınızı kırıp geçiriyordunuz. Fakat AllAh size arzuladığınız zafer ve ganimeti gösterince gevşeyiverdiniz, Peygamber’in verdiği emre uyup uymama husûsunda birbirinizle tartıştınız ve itaatsizlik ettiniz. İçinizde dünyayı isteyen de vardı, âhireti isteyen de... Sonra AllAh, sizi denemek için o kâfirler karşısında bozguna uğrattı. Bununla beraber, yine de sizi affetti. Zira AllAh, mü’minlere karşı çok lutufkârdır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 172 | O mü’minler, savaşta bunca yara aldıktan sonra bile, AllAh ve Rasûlü’nün tekrar savaşa dönme çağrısına uymuşlardı. İşte böyle güzel davranışta bulunanlarla, AllAh’a ve Rasûlü’ne karşı gelmekten sakınanları âhirette büyük mükâfatlar beklemektedir. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 176 | Küfürde birbirleriyle yarışanlar seni üzmesin! Çünkü onlar, AllAh’a hiçbir şekilde zarar veremeyeceklerdir. AllAh diliyor ki, onların âhirette hiçbir nasibi olmasın. Onları pek büyük bir azap beklemektedir. |
|
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...