Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Hadid / 3 | O Evvel’dir, Âhir’dir, Zâhir’dir, Bâtın’dır. O her şeyi hakkıyla bilir. |
|
Ömer Çelik | Hadid / 20 | İyi bilin ki dünya hayatı ancak bir oyundan, bir eğlenceden, bir süs ve gösterişten, aranızda bir öğünmeden, mal ve evlatta çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki, onun bitirdiği ekinler çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kuruyuverir de sen onu sapsarı kesilmiş görürsün. Ardından da çerçöp hâline gelirler. Âhirette kâfirlere şiddetli bir azap, mü’minlere ise AllAh’tan bir bağışlama ve rızâ vardır. Evet, dünya hayatı, aldatıcı bir menfaatten başka bir şey değildir. |
|
Ömer Çelik | Mücâdele / 5 | AllAh’a ve Rasûlü’ne karşı çıkanlar, kendilerinden öncekiler nasıl zillet ve perişanlığa mAhkûm edildilerse, onlar da öylece zillet ve perişanlığa mAhkûm edileceklerdir. Çünkü biz, dünya ve âhiret saâdetinizi sağlayacak apaçık âyetler indirmiş bulunuyoruz. Onları inkâr edenler için alçaltıcı bir azap vardır. |
|
Ömer Çelik | Mücâdele / 22 | AllAh’a ve âhiret gününe iman eden hiçbir toplumun, AllAh’a ve Rasûlü’ne karşı çıkanları sevip dost edindiklerini göremezsin; isterse onlar babaları, oğulları, kardeşleri yAhut akrabaları olsun! AllAh, o topluluk fertlerinin kalplerine imanı nakşetmiştir ve kendi katından bir ruh ile onları desteklemektedir. Onları altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere yerleştirecektir. AllAh onlardan râzı olmuş, onlar da AllAh’tan râzı olmuşlardır. İşte bunlar AllAh’ın taraftarlarıdır. İyi bilin ki, AllAh’ın taraftarları, evet onlar, kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir! |
|
Ömer Çelik | Haşr / 3 | AllAh onlara sürgünü yazmamış olsaydı, mutlaka dünyada kendilerini başka şekilde cezalandıracaktı. Âhirette ise onlara cehennem azabı vardır. |
|
Ömer Çelik | Haşr / 9 | Onlardan önce Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş bulunan ensârın da bu ganimet mallarında hakları vardır. Onlar beldelerine göç eden muhâcirleri kendi canları gibi severler ve onlara fazladan verilen ganimetlerden ötürü gönüllerinde en küçük bir kıskançlık ve burukluk duymazlar. Hatta onlar ihtiyaç içinde kıvransalar bile, dAha muhtaç durumda olan mü’min kardeşlerini kendilerine tercih ederler. Şunu bilin ki, kim nefsinin cimriliğinden ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa, dünyada da âhirette de kurtuluşa erecek olanlar, işte bunlardır. |
|
Ömer Çelik | Haşr / 15 | YAhudilerin hâli, kendilerinden az bir zaman önce, yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Âhirette ise onları pek acı bir azap beklemektedir. |
|
Ömer Çelik | Mümtehine / 6 | Doğrusu onlarda sizin için, AllAh’ı ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar için uyulması gereken güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse, şunu bilsin ki AllAh, hiçbir şeye muhtaç değildir ve her türlü övgüye lâyık olan da yalnız O’dur. |
|
Ömer Çelik | Mümtehine / 13 | Ey iman edenler! AllAh’ın kendilerine gazap edip cezasına müstAhak kıldığı bir topluluğu dost, sırdaş ve işlerinize vekil edinmeyin. Çünkü kabirdekilerin tekrar diriltilmesinden kâfirler nasıl ümit kesmişlerse, onlar da âhiretten öylece ümitlerini kesmişlerdir. |
|
Ömer Çelik | Saf / 6 | Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size AllAh tarafından gönderilmiş bir peygamberim; dAha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra gelecek Ahmed adındaki bir peygamberi müjdelemek üzere geldim” demişti. Fakat o müjdelenen Peygamber, kendilerine apaçık deliller getirince: “Bu düpedüz büyü!” dediler. |
|
Ömer Çelik | Teğabün / 5 | DAha önceki kâfirlerin başlarına gelen ibret verici hâdiselerin bilgisi size ulaşmadı mı? Onlar yaptıklarının cezasını dünyada tattıkları gibi, âhirette de kendilerini can yakıcı bir azap beklemektedir. |
|
Ömer Çelik | Talâk / 2 | Bekleme sürelerinin sonuna vardıklarında, onları ya meşrû ölçüler içinde ve haklarına riâyet ederek nikâhınız altında tutun ya da onlardan meşrû ölçüler içinde ve haklarına riâyet ederek ayrılın. İçinizden adâlet sAhibi iki kişiyi de şâhit tutun. Ey şâhitler! Siz de şâhitliği AllAh için dürüst ve dikkatli bir şekilde yapın. AllAh’a ve âhiret gününe inananlara verilen öğüt budur. Kim AllAh’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakınırsa, AllAh zorluklar karşısında ona bir çıkış kapısı açar. |
|
Ömer Çelik | Talâk / 10 | AllAh onlar için âhirette de şiddetli bir azap hazırlamıştır. Öyleyse ey iman etmiş akıl sAhipleri! AllAh’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Gerçek şu ki, AllAh size neyin iyi neyin kötü olduğunu bildiren ve size öğüt veren bir kitap indirdi. |
|
Ömer Çelik | Kalem / 4 | Muhakkak ki sen pek yüce bir Ahlâk üzerindesin. |
|
Ömer Çelik | Kalem / 33 | İşte azap böyledir. Âhiret azabı ise elbette dAha büyüktür. Keşke bilselerdi! |
|
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...