Kıyamet Sûresi 18. Ayet Tefsiri


18 / 40


Kıyamet Sûresi Hakkında

Kıyâmet sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 40 âyettir. İsmini, birinci ayetinde geçen اَلْقِيٰمَةُ (kıyâmet) kelimesinden alır. Sûre, لَٓا اُقْسِمُ  (lâ uksimü) ismiyle de anılır. Mushaf tertîbine göre 75, iniş sırasına göre ise 31. sûredir.

Kıyamet Sûresi Konusu

Âhireti inkâr edenlerin şüphe ve itirazlarına cevaplar verilir. Sağlam delillerle kıyâmetin ve âhiret hayatının kesinlikle gerçekleşeceğinin ispatı yapılır. Bunun kaçınılmaz bir gerçek olduğu ortaya konur. Âhireti inkâr edenlerin, bunu aklen mümkün görmedikleri için değil, nefsânî ihtiraslarının zebûnu olmaları yüzünden böyle yaptıkları bildirilir. Gaflet uykusunda olanları uyandırmak için de insanın neden yaratıldığına bakılması ve ölüm anında kişinin iradesinin elinden nasıl alındığı, nasıl çaresiz kalıp kıvrandığına ibretle nazar kılınması tavsiye edilir.

Kıyamet Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada yetmiş beşinci, iniş sırasına göre otuz birinci sûredir. Karia sûresinden sonra, Hümeze sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

TEFSİR:

Bu âyetlerdeki hitabın kime yapıldığı ile alakalı iki farklı mâna mülahaza olunabilir:

Birincisi; hitap, mahşer yerinde kendini savunmak için mazeretler uydurmaya çalışan günahkâr insanadır. “Ey insan! O gün hesap verirken Hakk’ın huzurunda vicdanındakini acele söyleyip de işin içinden çıkacağım diye telaş etme. Sakın, dilini bile oynatma, zira onu, o bildiklerini derleyip toplayan sen değilsin, biziz. Biz onu derler toplar sana okuruz. Sen yalnız bizim okuduğumuzun ardınca gel ki o vakit tam hakkı söylemiş, yanlışlığa düşmemiş olursun” demektir.

İkincisi; hitap, Cebrâil’den vahyi alırken acele edip dilini kıpırdatan Resûlullah (s.a.s.)’edir. Nitekim bu ayetlerin inişi hakkında şöyle bir rivayet vardır: “Melek Cebrâil vahyi getirdiği zaman Resûlullah (s.a.s.), gelen vahyi unutmamak ve iyi bellemek için dilini, dudaklarını depretirdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ bu ayetleri indirdi.” (Buhârî, Tefsir 75/1-2; Müslim, Salât, 148) Diğer bir ayette de: “Rasûlüm! Sana vahyedilmesi henüz tamamlanmadan önce unutma endişesiyle Kur’an’ı okumakta acele etme! «Rabbim! Benim ilmimi artır!» diye dua et” (Tâhâ 20/114) buyrulur.

Cenâb-ı Hak bu âyetlerde ezberletmek, okutmak ve mânasını öğretmek üzere üç hususta Efendimiz (s.a.s.)’e müjde verir. Nitekim âyette geçen “onu toplamak bize aittir” ifadesi, İbn Abbas’tan gelen bir rivayette “Onu senin sadrında toplamak yani onu sana, senin irade ve gayretin olmadan ezberletmek bize aittir” şeklinde tefsir edilir. (bk. Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân 28; Nesâî, İftitah 37)

Bu âyetleri dikkatlice incelediğimiz zaman burada Kur’an’ı okuma, ezberleme ve anlama metoduyla alakalı önemli kâidelere temas edildiği görülecektir:

  Öncelikle hocayı düzgün bir şekilde dinlemek. Böylece doğru bir şekilde ezber yapılmış olur.

  Dikkatli olmak, zihni toplamak, ezberi engelleyici hal ve hareketlerden uzak durmak.

  Allah’a güvenmek, O’nun kendi kitabını ezberlemeye çalışanlara yardım edeceğine ve zihinlerini açacağına inanmak.

  Allah Teâlâ’ya dua ve niyazda bulunmak.

  Hepsinden önemlisi ise, her türlü düşünce, söz ve davranışlarda gelip geçici basit hedeflerin değil, faydası sonsuza kadar devam edecek ebedî ve bâkî hedeflerin peşinden koşmak.

Çünkü bu hususta insanın çok büyük bir zâfiyetine dikkat çekilerek buyruluyor ki:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...