Kalem sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 52 âyettir. İsmini birinci âyette geçen اَلْقَلَمُ (kalem) kelimesinden alır. نٓ (Nûn) ismiyle de anılır. Mushaf tertîbine göre 68, iniş sırasına göre 2. sûredir.
Resûlullah (s.a.s.) hakkında müşriklerin ileri sürdüğü bir takım iddialar çürütülerek onun peygamberliği ispatlanır. Bu delillerin başında Resûlullah (s.a.s.)’in sahip olduğu mükemmel ahlâkının geldiğine işaret edilir. Bahçe sahipleri kıssasıyla inkâr, nankörlük ve cimriliğin acı sonu gösterilir. Mü’minlerin ve kâfirlerin âhirette karşılaşacakları durumlara yer verilip Peygamberimiz (s.a.s.)’e sabır, sebat ve metânet telkin edilerek sûre sona erer.
Mushaftaki sıralamada altmış sekizinci, iniş sırasına göre ikinci sûredir. Alak sûresinden sonra, Müzzemmil sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 17. âyetten 50. âyete kadar olan kısmının Medine’de indiği yönünde bir rivayet bulunmakla beraber (bk. Şevkânî, V, 307) âyetlerin üslûp ve içeriğinden bunların da Mekke’de indiği anlaşılmaktadır.
Kur’ân-ı Kerîm’i yalanlayanları, onun getirdiği hakikatleri kabul etmeyenleri cezalandırma işini Allah Teâlâ kendi uhdesine almıştır. Dolayısıyla onların yaptıklarına aldırmadan tebliğe devam etmek gerekir. Zira layık oldukları cezayı onlara Allah verecektir. Onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş helake sürükleyecektir. Bu şekilde cezalandırmaya “istidrâc” denilmektedir. Şöyle ki: Allah zalimlere, din düşmanlarına, haklarında iyi zannettikleri mallar, servetler, evlatlar, kuvvetler ve zevkler verir. Onları gittikçe artırıp hızlandırır. Böylece o zalim yaptığı işte bir eksiklik ve yanlışlık olmadığını zannederek, hakka karşı düşmanlığa, zulüm ve isyana battıkça batar. Bu nimetlerin kendisi için bir lutuf değil, bilakis helakine sebep olduğunu fark edemez. Böylece Allah hiç hissettirmeden onu derece derece uçurumun kenarına çeker, bilemediği bir yerden uçurumdan aşağı yuvarlar. (bk. A‘râf 7/182) Bu sebeple Kur’an düşmanları, Allah’ın kendilerine verdiği mühleti yanlış anlamasınlar. Her şeyi kuşatan ilmiyle kâfirlerin hilelerine karşı hazırladığı tuzak ve aldığı tedbir son derece sağlam olan Allah’ın azabından emin olmasınlar. Bilakis O’ndan korksunlar ve kendilerini korumaya çalışsınlar.
Peygamber’in ve mü’minlerin yapmaları gerekene gelince:İsra suresinin 66. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 66. Ayet Arapça: رَبُّكُمُ الَّذ۪ي يُزْج۪ي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ ...
İsra suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 53. Ayet Arapça: وَقُلْ لِعِبَاد۪ي يَقُولُوا الَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْ ...
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...