Kadir sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 5 âyettir. Kadir gecesinden bahsettiği için bu ismi almıştır. Mushaf tertîbine göre 97, iniş sırasına göre ise 25. sûredir.
Kadir gecesinin faziletinden, Kur’ân-ı Kerîm’in o gecede inzâle başlanmasından ve o gece tüm kâinatı saran selâmet ve esenlikten bahseder.
İniş Sebebi
Rivayete göre Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’e ümmetinin ömrü gösterilmişti. Efendimiz, bunu önceki insanların ömrüne nispetle çok kısa buldu. Ümmetinin, onlar kadar sâlih amel işlemekten mahrum kalacağını düşündü. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, ona ve ümmetine, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini lûtfetti. (Muvatta’, İ‘tikâf 15)
Diğer bir rivayet de şöyledir: Bir gün Allah Resûlü (s.a.s.) ashâbına, İsrâiloğulları’ndan bir kişiyi anlatmıştı. Şem’ûn-i Gâzî isimli bu zât, bin ay Allah yolunda silah kuşanarak cihâd etmiş, gecelerini de ibâdetle geçirmişti. müslümanlar hayretler içinde kalarak ona gıpta ettiler. Bunun üzerine Allah Tealâ, ümmet-i Muhammed’e olan lutuf ve merhametini beyân etmek üzere Kadir sûresini indirdi. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 486)
Mushaftaki sıralamada doksan yedinci, iniş sırasına göre yirmi beşinci sûredir. Abese sûresinden sonra, Şems sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Bir rivayete göre müfessirlerin çoğu Medine’de indiğini söylemişlerdir (bk. Şevkânî, V, 554).
1. Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik.
2. Sen Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin?
3. Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
“Kadir
gecesi”, Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecedir. Kur’an, ya toplu olarak Cenâb-ı
Hakk’ın katından vahiy meleklerine inzal buyrulmuştur. Ya da Alak sûresinin ilk
beş âyetiyle o gece Kur’ân-ı Kerîm Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilmeye
başlamıştır. Her iki ihtimâle göre de, bu gecenin Kur’an’ın inzâline sahne
olduğu ve şerefini ondan aldığı anlaşılır. Bakara sûresi 185. âyette de
Kur’an’ın Ramazan ayında indiği beyân buyrulur.
Lügat
olarak “kadr”, “kudret, takdir, hüküm, şeref ve kıymet” gibi mânalara gelir.
Kadir
gecesinin bir ismi, “mübârek gece”dir. Bu, onun hayrı bol, çok bereketli ve
şerefli bir gece olduğunu bildirir. Nitekim Duhan sûresinin ilk âyetlerinde
şöyle buyrulur:
“Hâ. Mîm. Gerçekleri açıklayan bu apaçık kitaba yemin olsun! Biz
onu kutlu, şerefli ve bereket yüklü bir gecede indirdik.” (Duhân 44/1-3)
Bu
gece aynı zamanda takdir ve hüküm gecesidir. O gecede nice hikmetli mühim işler
karara bağlanır. Âyet-i kerîmede: “O gecede, belli hikmetlere binâen Allah
tarafından olmasına karar verilmiş her bir iş belirlenir. Tarafımızdan
buyrulacak bir emir olarak” (Duhân 44/4-5) buyrularak buna işaret edilir.
Nitekim Kur’an’ın nüzûlünün başlamasıyla, o gecede bütün dünyanın kaderini
değiştirecek mühim bir işe karar verilmiştir. Kur’an’ın inişiyle, dünyanın o
güne kadar ki makus talihi tersine çevrilmiş, her şey yepyeni bir tanzimle
tanzime başlanmıştır. Zira indirilen bu Kur’an ile her türlü hikmetli iş
açıklığa kavuşturularak, Allah Resûlü (s.a.s.) tarafından insanlığa
ulaştırılmıştır.
Bu
gece çok şerefli bir gecedir. Bin aydan daha hayırlı olduğu Cenâb-ı Hak
tarafından haber verilmiştir. O gecede yapılan ibâdet ve hayırlar, içinde kadir
gecesi bulunmayan tam bin ayda yapılanlardan daha çok sevaplıdır. Allah Teâlâ,
mü’minlere böyle büyük bir lutuf ve ihsanda bulunmuştur. Buradaki “bin ay”
ifadesinin kesretten kinâye olması da mümkündür. O gecenin gerçekten çok
faziletli, eşi benzeri olmayan mukaddes ve mübârek bir zaman dilimi olduğunu
gösterir.
Öyle
bir gece ki:
4. O gecede melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her türlü iş için yeryüzüne iner de iner.
5. Bütünüyle esenliktir o gece, tâ şafak atıncaya kadar.
O
gece melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar.
Cenâb-ı Hakk’ın verdiği vazifeleri yerine getirirler. Ruh’tan maksat Cebrâil (a.s.)’dır.
Fazilet ve şerefi sebebiyle, diğer meleklerden ayrı olarak zikredilmiştir. O
gece akşamdan fecre, tan yeri ağarıp sabah oluncaya kadar bütünüyle selâmettir.
Çünkü melekler gecenin başından sabaha kadar gruplar halinde inerek mü’minlere
selam verirler. Onlar için dua ve istiğfar ederler. O gece hep hayırlı şeylerle
dolu olup, bütün şerlerden korunmuştur.
Kadir
gecesinin Ramazan ayında olduğu kesindir. Fakat Ramazan ayı içinde hangi gecede
olduğu hususunda farklı bilgiler bulunmaktadır. Bununla alakalı rivayetler
şöyledir:
Hz.
Âişe (r.a.) der ki:
Resûlullah
(s.a.s.), Ramazan’ın son on gününde mescide çekilerek kendini ibâdete verir ve
şöyle buyururdu:
“Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içinde arayın!” (Buhârî,
Leyletü’l-Kadr 3; Müslim, Sıyâm 219; Tirmizî, Savm 72/792)
Kadir
gecesinin Ramazan’ın son on günü içinde aranması tavsiye olunur. Bazı rivayetlerde,
son on günündeki tek gecelerde, yirmi dördüncü gecesinde, yirmi yedinci
gecesinde aranması da tavsiye edilir. Bir kısım sahâbîler, rüyâlarında Kadir
gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşler ve bunu Allah Resûlü’ne
bildirmişlerdi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s.):
“Kadir gecesiyle ilgili rüyâlarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi
üzerinde toplandığını görüyorum. O hâlde Kadir gecesini arayan onu Ramazan’ın
son yedi gecesinde arasın!” buyurdu. (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 2, 3; Ta‘bîr 8; Müslim, Sıyâm
205-206; Tirmizî, Savm 72)
Kadir
gecesinin ihyasıyla ilgili Allah Resûlü (s.a.s.)’in çok önemli uygulama ve
tavsiyeleri vardır. Nebî (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını
yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin geçmiş günahları
bağışlanır.” (Buhârî, Savm 6; Müslim, Müsâfirîn 173-176)
Hz. Âişe (r.a.), Peygamberimiz (s.a.s.)’e:
“–Ey
Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesinin ne zaman olduğunu bilecek olursam, o gece
nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Resûlullah (s.a.s.) şöyle cevap vermiştir:
اَللّٰهُمَّ اِنَّكَ
عَفُوٌّ تُحِبَّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي
“«Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi
seversin; beni affeyle!» diye dua et!” (Tirmizî, Deavât 84/3513; İbn Mâce, Dua 5)
Nitekim
Resûlullah (s.a.s.), Ramazan ayı boyunca, diğer aylara nispetle daha çok ibâdet
eder, Kadir gecesini ihyâ edebilmek için bilhassa son on gün, kendisini daha
fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırırdı.
(Buhârî, Leyletü’l-Kadr 5)
Kadr sûresini, orada bahsedilen Kur’ân’ın indirilmesindeki hikmeti beyân
etmek üzere Beyyine sûresi tâkip edecektir:
Ayet-i kerimede buyrulur: فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْم ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ Bilesiniz ki Allah’ın dostlarına hiçbir ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَٓاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ لَا يَظْلِمُ النَّاسَ شَيْـًٔا وَلٰكِنَّ النَّاسَ اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ Gerçek şu ki Allah insanlara hi ...
Saff Sûresi 1. Ayet: "Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam ola ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَمَا كَانَ هٰذَا الْقُرْاٰنُ اَنْ يُفْتَرٰى مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلٰكِنْ تَصْد۪يقَ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْص۪يلَ الْ ...