Zilzâl Sûresi 8. Ayet Tefsiri


8 / 8


Zilzâl Sûresi Hakkında

Zilzâl sûresi Medine’de nâzil olmuştur. Ancak üslûp bakımından Mekkî sûrelere benzer. Zira bu sûrede de, diğer Mekkî sûreler gibi, kıyâmet günü meydana gelecek dehşet verici haller anlatılır. 8 âyettir. İsmini, birinci ayette geçen ve “şiddetli sarsıntı, deprem” mânasına gelen اَلزِّلْزَالُ (zilzâl) kelimesinden alır. “Zelzele sûresi” olarak da anılır. Mushaf tertîbine göre 99, iniş sırasına göre ise 91. sûredir. 

Zilzâl Sûresi Konusu

Kıyâmet günü yeryüzünde meydana gelecek şiddetli sarsıntı, akabinde olacak dehşetli olaylar, insanların mahşerdeki halleri ve iyi ya da kötü hallerine göre karşılaşacakları neticeler tesirli bir üslupla anlatılır.

Zilzâl Sûresi Nuzül Sebebi

Mushaftaki sıralamada doksan dokuzuncu, iniş sırasına göre doksan üçüncü sûredir. Nisâ sûresinden sonra, Hadîd sûresinden önce Medine’de inmiştir. Mekke’de indiğine dair rivayetler de vardır (bk. Şevkânî, V, 562).

TEFSİR:

Nihayet iyilere amel defterleri sağ tarafından, kötülere de sol tarafından verilir. (bk. Hâkka 69/19-37; İnşikâk 84/7-15) Dünyada küçük büyük bütün yaptıkları amel defterlerine yazılmıştır. Amellerini eksiksiz orada görürler. Zerre ağırlığınca bir iyilik yapmış olsalar, onu görürler. Yine zerre kadar kötülük işlemiş olsalar onu görürler. الذرة (zerre), gözle görülür görülmez derecede küçük karınca, güneş ışığında sezilebilecek zerrecikler demektir. Burada maksat, beşer hissiyâtının sezebileceği en küçük şeyle sorumluluğun en küçük miktarını bildirmektir. En küçük bir iyiliğin veya kötülüğün bile Allah katında kaybolmayacağını haber vermektir. Zira her şey, en küçük bir ihmale uğramadan o defterlerde kayıt altına alınmıştır. Mevzuyla alakalı diğer âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Herkesin amel defteri önüne konulacak; sen günahkârların o defterde yazılı olanlardan dolayı ödleri patlayacak şekilde korktuklarını göreceksin. Hayretler içinde: «Yazıklar olsun bize! Bu nasıl defter ki, küçük büyük demeden, hiçbir şeyi dışarıda bırakmadan ne yapmış, ne söylemişsek hepsini saymış dökmüş!» diyecekler. Böylece yaptıkları her şeyi amel defterlerinde bulacaklar. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf 18/49)

“Kıyâmet günü herkes dünyada iken yaptığı iyilik ve kötülükleri önünde hazır bulacak; ama kendisi ile günahları arasında çok uzun bir mesafe olmasını isteyecek. Allah sizi azabından sakındırıyor.  Çünkü Allah, kullarına çok şefkatlidir.” (Âl-i İmrân  3/30)

Madem insan o gün, zerre miktarı kadar bile olsa yaptığı bütün iyilikleri ve kötülükleri görecek, o halde o, dünyadayken hesabını zerre miktârına göre yapmalıdır. “Küçüktür, bundan bir şey olmaz” diyerek mekruhları bile işlemekten kaçınacağı gibi, “küçüktür, bunun bir faydası olmaz” diyerek de en küçük iyilikleri bile ihmal etmemeli, elinden geldiği kadar iyilik yapmalıdır. Günahın küçüklüğüne değil, onu kime karşı işlediğine; iyiliğin küçüklüğüne değil, onu kimin adına yaptığına dikkat etmelidir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.) hiçbir iyiliğin önemsiz olmadığını ve hiçbir günahı basit görmemek gerektiğini şöyle ifade buyurur:

“Yarım hurma ile veya bir güzel sözle olsa bile kendinizi ateşten koruyun.” (Buhârî, Edeb 34; Müslim, Zekât 66-70)

“Sizden bir şey isteyeni eli boş geri göndermeyin; kızartılmış koyun veya sığır tırnağı bile olsa verin.” (Mâlik, Muvatta’, Sıfatü’n-Nebi 5)

“Âişe! İnsanların küçümsediği günahlardan uzak dur. Çünkü onları da kaydeden görevli melekler vardır.” (İbn Mâce, Zühd 29; Dârimî, Rikâk 17)

Rivayete göre, bir fakir müminlerin annesi Hz. Aişe’den yiyecek bir şeyler istedi. Önünde bir miktar üzüm vardı. Orada bulunan birisine:

“- Bir tane al ve bunu ona ver” dedi. Bu kişi ona hayretle bakmaya başladı. Bunu gören Aişe (r.a.) şöyle dedi:

“- Buna hayret mi ediyorsun! Biliyor musun, bu bir tanede kaç tane zerre ağır­lığı vardır.” (Muvatta’, Sadaka 6)

Sa‘d b. Ebi Vakkas (r.a.), birisine sadaka olarak sadece iki hurma verdi. Dilenci elini kapattı. Dilenciye şöyle dedi:

“- Allah bizden zer­relerin ağırlığını dahi kabul eder. İki hurma tanesinde ise pek çok zerre ağırlığı vardır.” (Kurtubî, el-Câmi‘, XX, 152)

Lokmân (a.s.)’ın oğluna verdiği şu nasihat ise bu açıdan ne kadar tesirli ve mânidârdır:

“Evlâdım! Yaptığın iyilik veya kötülük hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, Allah onu çıkarıp âhirette karşına getirir. Çünkü Allah her şeyi bütün incelikleriyle bilir, her şeyden hakkiyle haberdardır.” (Lokmân 31/16)

Anlaşıldığı üzere bu âyetlerde sadece mahşer yerinde “amellerin görülmesi”nden bahsedilir. “Amellerin karşılığının görülmesi” ise hesaptan ve her biri kişi hakkında “cennetlik” ya da “cehennemlik” hükmü verilmesinden sonradır. Hesap sırasında Cenâb-ı Hak bazı günahları affedebilir. Bazı kullarına şefaat yetkisi verebilir. Onların şefaatiyle bir kısım insanları affedebilir. Mü’minlerin amellerini bire ondan başlayıp, bire yüz, bire yedi yüz ve daha fazla bir karşılıkla mükâfatlandırabilir. (bk. Bakara 2/161; En‘âm 6/160) Kur’ân-ı Kerîm’in haber verdiğine göre kıyamet günü pek çok safhalardan oluşur. Her safhanın kendine göre hadiseleri ve manzaraları olur.

Şimdi, o dehşetli güne hazırlık yapmak üzere insanın öncelikle en büyük düşmanı olan kendi nefsiyle çok kapsamlı bir mücahedeye girişmesi ve bu konuda sabahları erkenden düşmana saldıran iyi eğitilmiş savaş atları gibi uyanık ve gayretli olması gerektiğini açıklamak üzere Âdiyât sûresi geliyor:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Zilzâl Sûresi Ayetler:

1 - 3 4 - 5 6 7 - 8

https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/kaf-suresinin-tefsiri-195001-m.jpg
Kaf Suresinin Tefsiri

Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir. ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2020/03/yasin-suresinin-okunusu-ve-anlami-171428-m.jpg
Yasin Suresinin Okunuşu ve Anlamı

Yasin suresi Mekke’de nazil olmuştur. 83 ayettir. İsmini birinci ayette geçen يٰسٓ (Yasin) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, nüzul (İniş) sırası ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-194995-m.jpg
Enam Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأ ...