Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|
Tevbe / 119 |
“Sadâkat”,
sözde ve özde doğruluk; dürüstlük üzerine kurulmuş samimi ve sağlam bir
dostluk, içten bağlılık, kalp istikâmeti, samimiyet ve ihlas gibi mânalar ifade
eder. Dürüst olmak, doğru muamelede bulunmak, sıdk ve ihlâs ile dostluk etmek,
herhangi bir şahsî çıkar ve menfaat beklentisinden uzak ve her yönüyle Allah rızâsı
için olan dostluk da sadâkattir. Sadâkat,
peygamberlerin en mühim vasıflarından biridir. Peygamberler, istikâmet üzere
olan hâlleri ve sözleriyle dâimâ sadâkati tebliğ hâlinde olmuşlardır. Kur’ân-ı
Kerîm’de, bâzı peygamberlerin şahsiyeti anlatılırken, meselâ Hz. İbrâhim ve Hz.
İdrîs hakkında; “Gerçekten o, özü sözü doğru bir peygamberdi” (Meryem 19/41,
56) buyrulmaktadır. Âyet-i
kerîme, sıdk ve sadâkatin faziletini, derecesinin yüceliğini göstermekte ve
mü’minleri doğruluğa teşvik etmektedir. Mârifetten
nasîbi olan bir zat: “Sürekli yapılması gereken farzı eda etmeyen kimseden,
namaz, oruç gibi belli vakitlerde yapılan farzlar kabul olunmaz” deyince
kendisine: “Dâimî farz nedir?” diye sorulmuş, o da: “Doğruluk” cevabını
vermiştir. Ubeydullah
Ahrâr (k.s.), âyette emredilen “sâdıklarla beraber olma”yı şöyle izah
etmektedir: “Burada
bahsedilen beraberlik iki çeşittir: ›
Hissî, ›
Mânevî. Hissî
beraberlik, onlarla oturup kalkmaktır; onların sohbetinde bulunmaktır. Bir
kimse onlara yakın olur, sohbetlerine devam eder, onlarla oturur kalkarsa,
onların iç âlemlerinin nurlarının bereketiyle kalbi nurlanır. Gerçek anlamda
onların huyu gibi güzel huy sahibi olur. Manevî beraberliğe gelince, bunu şöyle
anlatmak gerekir: Kalbi onlara bağlayıp ruhâniyetlerine dönmek… Bu durumda,
onların yakınında da olunsa, uzaklarına da gidilse hep onlarla olunur.
Anlatılan manevî bağ, kalp irtibatı tam olunca, o büyüklerin bütün sırları,
tarifi yapılan irtibatı ve bağı kuran kulda yansır.” Bu
hususa şöyle bir yorum da yapılabilir: “Sâdıkların
emirlerine tutunmak vaciptir. Buna göre Allah’ın rızâsını kazanmak isteyen Hak
yolcusu kula düşer ki: Kalbini sâdık kula bağlaya… Sâdık kul ise, Yüce Hakk’ın
zâtına yabancı şeylerden, zıtlardan yana temizdir. Zira sâdık kulların hâlinde,
yolunda bir eğrilik, bir sapma yoktur. Yüce
Allah, insana hem tesir etme, hem de tesir altında kalma yeteneğini vermiştir.
Ama bu sohbetle olur. Bu âyet-i kerîmede verilen emir de bu mânayı anlatır.
Buna göre haller için sohbetten daha faydalı, daha çekici bir iş yoktur.” (el-Hadâiku’l-Verdiyye,
s. 657-658) Sâdıklarla
beraberliği artırmak, sadâkat vasfını kazanmaya, onu devam ettirmeye ve onların
hâliyle hâllenmeye vesîle olacaktır. Nitekim Şeyh Sâdî Şîrâzî, sâdıklarla
beraberliğin faziletini ve bunun zıddına sâdıklardan ayrılmanın hazin âkıbetini
şöyle ifade eder: “Ashâb-ı Kehf’in köpeği Kıtmîr,
sâdıklarla beraber olup onlara sadâkat gösterdiği için büyük bir şeref kazandı,
nâmı Kur’ân-ı Kerîm’e geçti. Hz. Nûh ve Hz. Lût’un hanımları ise, fâsıklarla beraber
oldukları için cehenneme dûçâr oldular.”
Şurası bir gerçektir ki, mü’min kulluktaki sadâkati
ölçüsünde Resûlullah (s.a.s.)’e aşkla tâbi olur ve kıyâmete kadar sürecek İslâm
dâvasında onu yalnız bırakmaz: |
|
Enbiya suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 107. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ينَ Enbiya Suresi 1 ...
Enbiya suresinin 94. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 94. Ayet Arapça: فَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِس ...
"O Allah ki, ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları her türlü günah kirlerinden temizleyip arındıracak, onlara kitabı ve hikm ...
Enbiya suresinin 89. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 89. Ayet Arapça: وَزَكَرِيَّٓا اِذْ نَادٰى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْن۪ي فَرْدًا وَاَنْتَ ...
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...