Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 113 | Bununla birlikte Ehl-i kitabın hepsi aynı değildir. İçlerinde iman edip doğruluktan şaşmayan istikâmet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde kıyamda durur, Allah’ın âyetlerini okuyarak secdelere kapanırlar. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 114 | Onlar Allah’a ve âhiret gününe inanır, iyiliği teşvik edip kötülükten sakındırır ve hayır işlerde birbirleriyle yarışırlar. İşte bunlar, sâlih kullardandır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 115 | Onların yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız kalmayacaktır. Allah, içleri kendine karşı saygıyla dopdolu olup itaatsizlikten kaçınanları çok iyi bilir. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 116 | Şüphesiz ki inkâr edenleri, ne malları ne de çocukları, Allah’ın azabından hiçbir şekilde kurtaramayacaktır. Onlar ateşin yârânı ve yoldaşlarıdır; hem de orada sonsuza dek kalacaklardır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 117 | Onların bu dünya hayatında harcadıkları şeyler, kendi kendilerine zulmeden bir gürûhun ekinlerini vurup da mahveden soğuk ve kavurucu bir fırtınaya benzer. Aslında onlara Allah zulmetmemiş, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmişlerdir. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 118 | Ey iman edenler! Kendi din kardeşlerinizden başkasını dost ve sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size ellerinden gelen kötülüğü yapmaktan geri durmaz; her zaman sıkıntıya düşmenizi isterler. Baksanıza, size olan şiddetli öfkeleri ağızlarından taşıyor. Kalplerinde gizledikleri kin ve düşmanlık ise daha korkunçtur. Eğer aklınızı kullanıp gereğince davranırsanız, size âyetlerimizi kesin bir şekilde açıklamış bulunuyoruz. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 119 | Ey mü’minler! Siz öylesine kalpleri arıduru, herkesin iyiliğini isteyen kimselersiniz ki o düşmanlarınızı bile severseniz, ama onlar sizi sevmezler. Siz Allah’ın indirdiği kitapların hepsine inanırsınız. Onlar ise ancak sizinle karşılaştıkları zaman: “İman ettik!” deyip geçerler; fakat birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman ise size olan kin ve düşmanlıkları yüzünden parmaklarını ısırırlar. Onlara: “Kininizden çatlayın!” de. Doğrusu Allah, sînelerde gizli tutulan bütün sırları bilir. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 120 | Size küçük bir iyilik, bir nimet ulaşsa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, bu defa sevinçten bayılırlar. Her şeye rağmen siz sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hîle ve tuzakları size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz ki Allah, onların tüm yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 121 | Rasûlüm! Hatırla o zamanı ki sen, mü’minleri Uhud’da savaş mevzilerine yerleştirmek üzere sabah erkenden ailenden ayrılıp yola çıkmıştın. Allah her şeyi hakkıyla işiten, kemâliyle bilendir. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 122 | İşte o anda içinizden iki birlik gevşeklik gösterip geri çekilmeye yeltenmişlerdi. Halbuki Allah, onların yardımcısı ve destekçisiydi. Artık mü’minler, sadece Allah’a güvenip dayansınlar. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 123 | Düşmana göre sayı ve silahça çok zayıf durumda iken şüphesiz Allah size Bedir savaşında yardım etmiş, sizi muzaffer kılmıştı. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 124 | O vakit mü’minlere: “Rabbinizin, indirilmiş üç bin melekle size yardım etmesi yetmez mi?” diyordun. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 125 | Evet yeter. Eğer siz sabredip Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, o anda düşmanlarınız ansızın üstünüze geliverseler bile, Rabbiniz özel nişanlı, formalı beş bin melekle size yardım edecektir. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 126 | Allah bu yardımı, sadece sizi zaferle sevindirmek ve kalplerinizi huzura erdirmek için yapmıştır. Yardım ve zafer, ancak kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olan Allah’tandır. |
|
Ömer Çelik | Âl-i İmrân / 127 | Yine bu yardımı Allah, kâfirlerden ileri gelenlerin kökünü kazımak, arta kalanları da baş aşağı çevirip, emellerine kavuşamayan bedbahtlar olarak eli boş geri döndürmek için yapmıştır. |
|
Hac suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 46. Ayet Arapça: ِ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓ ...
Hac suresinin 35. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 35. Ayet Arapça: ِ اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى ...
Hac suresinin 30. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 30. Ayet Arapça: ِ ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه ...
Hac suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 23. Ayet Arapça: ِ اِنَّ اللّٰهَ يُدْخِلُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ ...
Cuma sûresi Medine’de inmiştir. 11 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen اَلْجُمْعَةُ (Cuma) kelimesinden almıştır. اَلْمُسَبِّحَاتُ (Müsebbihât) sûrelerin ...
Hac suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 7. Ayet Arapça: وَاَنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ لَا رَيْبَ ف۪يهَاۙ وَاَنَّ اللّٰهَ يَبْعَثُ مَنْ ف ...