Artık Allah hakkında yalan söyleyenden ve kendisine geldiği zaman doğruyu yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Kâfirlere Cehennemde bir yer mi yoktur! ﴾32﴿
Doğruyu getirene (peygambere) ve onu tasdîk edene gelince; işte onlar gerçekten takvâ sâhibleridir. ﴾33﴿
Onlar için Rableri katında istedikleri herşey vardır. İşte iyilik edenlerin mükâfâtı budur. ﴾34﴿
Tâ ki, Allah onların yaptıklarının en kötüsünü (dahi) örtsün ve onlara mükâfâtlarını, yapmakta olduklarının daha güzeliyle (fazlasıyla) ihsân etsin! ﴾35﴿
Allah kuluna kâfî değil midir? Bir de seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar.Hâlbuki Allah, kimi (isyânındaki inadından dolayı) dalâlete atarsa, artık onu hidâyete erdirecek hiçbir kimse yoktur. ﴾36﴿
Allah kimi de (hikmetine binâen kendi lütfundan) hidâyete erdirirse, onu da dalâlete düşürecek hiçbir kimse yoktur. Allah, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen) intikam sâhibi değil midir? ﴾37﴿
And olsun ki, eğer onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka: “Allah!” diyeceklerdir. De ki: “Söyleyin bana! Allah'dan başka (kendisine) yalvarmaktaolduklarınız, eğer Allah bana bir zarar vermek istese, onlar, O'nun vereceği zararı giderebilecek olan şeyler midir? Yâhut beni bir rahmete mazhar etmek istese, onlar O'nun rahmetini tutabilecek olan şeyler midir?” De ki: “Allah bana yeter! Tevekkül edenler, ancak O'na tevekkül eder.” ﴾38﴿
39,40. De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de (onu) yapan bir kimseyim. Kendisini rezîl edecek bir azâbın kime geleceğini ve devamlı bir azâbın kimin üzerine ineceğini artık ileride bileceksiniz!” ﴾39﴿
39,40. De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de (onu) yapan bir kimseyim. Kendisini rezîl edecek bir azâbın kime geleceğini ve devamlı bir azâbın kimin üzerine ineceğini artık ileride bileceksiniz!” ﴾40﴿