Kamer Sûresi
< 527 >
27. Cüz
45,46. Hem (rahime) atıldığı zaman bir nutfeden (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsadan) iki eşi, erkeği ve dişiyi yaratan şübhesiz ki O'dur. ﴾45﴿ 45,46. Hem (rahime) atıldığı zaman bir nutfeden (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsadan) iki eşi, erkeği ve dişiyi yaratan şübhesiz ki O'dur. ﴾46﴿ Tekrar diriltmek de şübhesiz O'na âiddir. ﴾47﴿ Ve muhakkak ki, zengin eden ve sermâye veren ancak O'dur. ﴾48﴿ Hem doğrusu, (o kendisine taptıkları) Şi'râ (yıldızı)nın Rabbi (de) ancak O'dur. ﴾49﴿ 50,51. Muhakkak ki O, önceki Âd'ı (Hûd kavmini) de helâk etti. Semûd'u da (O helâk etti); öyle ki (onlardan hiç kimseyi) bırakmadı. ﴾50﴿ 50,51. Muhakkak ki O, önceki Âd'ı (Hûd kavmini) de helâk etti. Semûd'u da (O helâk etti); öyle ki (onlardan hiç kimseyi) bırakmadı. ﴾51﴿ Daha önce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Çünki onlar, daha zâlim ve daha azgın olanların ta kendileriydiler. ﴾52﴿ 53,54. (Lût kavmine âid o) alt-üst olan (şehirler)i de kaldırıp yere çaldı. Artık onları ne ile örttü ise, örttü (üzerlerine taş yağdırdı). ﴾53﴿ 53,54. (Lût kavmine âid o) alt-üst olan (şehirler)i de kaldırıp yere çaldı. Artık onları ne ile örttü ise, örttü (üzerlerine taş yağdırdı). ﴾54﴿ Şimdi Rabbinin ni'metlerinden hangisinde şübheye düşersin? ﴾55﴿ Bu (peygamber, Allah'ın azâbından haber veren) önceki korkutuculardan, bir korkutucudur. ﴾56﴿ 57,58. O yaklaşan (kıyâmet), yaklaştı! Onu Allah'dan başka ortaya çıkarıcı yoktur. ﴾57﴿ 57,58. O yaklaşan (kıyâmet), yaklaştı! Onu Allah'dan başka ortaya çıkarıcı yoktur. ﴾58﴿ 59,60. Şimdi (siz) bu sözden mi (Kur'ân'dan mı) şaşıyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! ﴾59﴿ 59,60. Şimdi (siz) bu sözden mi (Kur'ân'dan mı) şaşıyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! ﴾60﴿ Hem siz (gafillik edip) oyalananlarsınız. ﴾61﴿ Haydi Allah'a secde edin ve ibâdet edin! ﴾62﴿
Kamer Sûresi
Kıyâmet yaklaştı ve kamer (ay) yarıldı. ﴾1﴿ Hâlbuki (onlar ne zaman) bir mu'cize görseler, yüz çevirirler ve: “(Bu,) süregelen bir sihirdir!” derler. ﴾2﴿ (Peygamberi) yalanladılar ve (nefislerinin) arzularına uydular; hâlbuki (mukadder olan) her iş, yerini bulucudur (vakti geldiğinde olur). ﴾3﴿ Celâlim hakkı için, onlara (ibretlerle dolu) haberlerden öylesi geldi ki, onda(kendilerini küfürden) men' etmek (için nasîhatler) vardır. ﴾4﴿ (Bu,) tam bir hikmettir; fakat (onlara) o korkutucu (hâl)ler fayda vermiyor. ﴾5﴿ Öyle ise onlardan yüz çevir! O gün ki, o da'vetçi (İsrâfîl, onları nefislerce)kendisinden nefret edilen (ihtimâl verilmeyen ve inkâr edilen) bir şeye (hesab yerine) çağırır. ﴾6﴿
سُورَةُ الْقَمَرِ
< ٥٢٧ >
الجزء٢٧
وَاَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۙ ﴿٤٥﴾ مِنْ نُطْفَةٍ اِذَا تُمْنٰىۖ ﴿٤٦﴾ وَاَنَّ عَلَيْهِ النَّشْاَةَ الْاُخْرٰىۙ ﴿٤٧﴾ وَاَنَّهُ هُوَ اَغْنٰى وَاَقْنٰىۙ ﴿٤٨﴾ وَاَنَّهُ هُوَ رَبُّ الشِّعْرٰىۙ ﴿٤٩﴾ وَاَنَّهُٓ اَهْلَكَ عَادًاۨ الْاُو۫لٰىۙ ﴿٥٠﴾ وَثَمُودَا۬ فَمَٓا اَبْقٰىۙ ﴿٥١﴾ وَقَوْمَ نُوحٍ مِنْ قَبْلُۜ اِنَّهُمْ كَانُوا هُمْ اَظْلَمَ وَاَطْغٰىۜ ﴿٥٢﴾ وَالْمُؤْتَفِكَةَ اَهْوٰىۙ ﴿٥٣﴾ فَغَشّٰيهَا مَا غَشّٰىۚ ﴿٥٤﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكَ تَتَمَارٰى ﴿٥٥﴾ هٰذَا نَذ۪يرٌ مِنَ النُّذُرِ الْاُو۫لٰى ﴿٥٦﴾ اَزِفَتِ الْاٰزِفَةُۚ ﴿٥٧﴾ لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللّٰهِ كَاشِفَةٌ ﴿٥٨﴾ اَفَمِنْ هٰذَا الْحَد۪يثِ تَعْجَبُونَۙ ﴿٥٩﴾ وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَۙ ﴿٦٠﴾ وَاَنْتُمْ سَامِدُونَ ﴿٦١﴾ فَاسْجُدُوا لِلّٰهِ وَاعْبُدُوا ۩ ﴿٦٢﴾
سُورَةُ الْقَمَرِ
اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ ﴿١﴾ وَاِنْ يَرَوْا اٰيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُسْتَمِرٌّ ﴿٢﴾ وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُٓوا اَهْوَٓاءَهُمْ وَكُلُّ اَمْرٍ مُسْتَقِرٌّ ﴿٣﴾ وَلَقَدْ جَٓاءَهُمْ مِنَ الْاَنْبَٓاءِ مَا ف۪يهِ مُزْدَجَرٌۙ ﴿٤﴾ حِكْمَةٌ بَالِغَةٌ فَمَا تُغْنِ النُّذُرُۙ ﴿٥﴾ فَتَوَلَّ عَنْهُمْۢ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ اِلٰى شَيْءٍ نُكُرٍۙ ﴿٦﴾

Önceki Sonraki


logo