Tûr Sûresi
< 523 >
27. Cüz
Bu da mı (bu Cehennem de mi) bir sihirdir, yoksa siz mi görmüyorsunuz? ﴾15﴿ Girin oraya! Artık sabretseniz de, sabretmeseniz de sizin için birdir. (Siz) ancak yapmakta olduklarınızla cezâlandırılacaksınız. ﴾16﴿ Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Cennetlerde ve ni'metler içindedirler. ﴾17﴿ Rablerinin kendilerine verdiği şeylerle zevk içinde olanlardır. Hem Rableri, onları Cehennem azâbından korumuştur. ﴾18﴿ (Kendilerine:) “Yapmakta olduklarınıza karşılık (mükâfât olarak) âfiyetle yiyin, için!” (denilir.) ﴾19﴿ Sıra sıra dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmış kimseler olarak! Hem onları iri (güzel)gözlü hûrilerle evlendirmişizdir. ﴾20﴿ Ve îmân edip zürriyetleri de kendilerine îmân ile tâbi' olanlara gelince, (biz) onların zürriyetlerini (Cennette) kendilerine katmışızdır; bununla berâber onların amellerinden kendilerine hiçbir şey eksiltmemişizdir. Her kişi, kendi kazandığına karşılık (bizzat kendi nefsiyle) bir rehindir! ﴾21﴿ Onlara canlarının çekeceğinden (her) meyve ve eti bol bol vermişizdir! ﴾22﴿ Orada (neş'e ile) birbirlerine kadeh çekişirler (verip alırlar); onda (onun içiminde)ne boş bir söz, ne de bir günâha sokma vardır (sarhoş etmez). ﴾23﴿ Ve kendilerine âid genç hizmetçiler etraflarında dolaşır; sanki onlar (sadeflerinde)saklı inciler gibi (tertemiz)dirler! ﴾24﴿ Hem (Cennet ehli) birbirlerine dönüp (hâllerinden) karşılıklı sorarlar. ﴾25﴿ Derler ki: “Daha önce gerçekten biz, (dünyada) âilemizin yanında iken (Allah'dan)korkan kimselerdik!” ﴾26﴿ “İşte Allah bize lûtfetti de (derilerden içeri) nüfûz edici o azabdan bizi korudu!” ﴾27﴿ “Gerçekten biz, bundan önce O'na duâ ediyorduk. Şübhesiz ki Berr (çok lütufta bulunan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak O'dur.” ﴾28﴿ (Ey Resûlüm!) O hâlde nasîhat et; çünki Rabbinin ni'meti hakkı için, sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun! ﴾29﴿ Yoksa (onlar): “(O) bir şâirdir; (biz) onun, zamânın felâketlerine uğramasını bekliyoruz!” mu diyorlar? ﴾30﴿ De ki: “Bekleyin; doğrusu ben de sizinle berâber (size gelecek azâbı)bekleyenlerdenim.” ﴾31﴿
سُورَةُ الطُّورِ
< ٥٢٣ >
الجزء٢٧
اَفَسِحْرٌ هٰذَٓا اَمْ اَنْتُمْ لَا تُبْصِرُونَ ﴿١٥﴾ اِصْلَوْهَا فَاصْبِرُٓوا اَوْ لَا تَصْبِرُواۚ سَوَٓاءٌ عَلَيْكُمْۜ اِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿١٦﴾ اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي جَنَّاتٍ وَنَع۪يمٍۙ ﴿١٧﴾ فَاكِه۪ينَ بِمَٓا اٰتٰيهُمْ رَبُّهُمْۚ وَوَقٰيهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَح۪يمِ ﴿١٨﴾ كُلُوا وَاشْرَبُوا هَن۪ٓيـًٔا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَۙ ﴿١٩﴾ مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلٰى سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍۚ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ ع۪ينٍ ﴿٢٠﴾ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُمْ بِا۪يمَانٍ اَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَٓا اَلَتْنَاهُمْ مِنْ عَمَلِهِمْ مِنْ شَيْءٍۜ كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَه۪ينٌ ﴿٢١﴾ وَاَمْدَدْنَاهُمْ بِفَاكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِمَّا يَشْتَهُونَ ﴿٢٢﴾ يَتَنَازَعُونَ ف۪يهَا كَأْسًا لَا لَغْوٌ ف۪يهَا وَلَا تَأْث۪يمٌ ﴿٢٣﴾ وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَهُمْ كَاَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ۬ مَكْنُونٌ ﴿٢٤﴾ وَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَتَسَٓاءَلُونَ ﴿٢٥﴾ قَالُٓوا اِنَّا كُنَّا قَبْلُ ف۪ٓي اَهْلِنَا مُشْفِق۪ينَ ﴿٢٦﴾ فَمَنَّ اللّٰهُ عَلَيْنَا وَوَقٰينَا عَذَابَ السَّمُومِ ﴿٢٧﴾ اِنَّا كُنَّا مِنْ قَبْلُ نَدْعُوهُۜ اِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّح۪يمُ۟ ﴿٢٨﴾ فَذَكِّرْ فَمَٓا اَنْتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍۜ ﴿٢٩﴾ اَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَتَرَبَّصُ بِه۪ رَيْبَ الْمَنُونِ ﴿٣٠﴾ قُلْ تَرَبَّصُوا فَاِنّ۪ي مَعَكُمْ مِنَ الْمُتَرَبِّص۪ينَۜ ﴿٣١﴾

Önceki Sonraki


logo