Onlardan sana bakanlar da vardır. Fakat körlere, üstelik kalp gözleri de görmüyorsa, sen yol gösterebilir misin? ﴾43﴿
Allah kimseye en küçük bir haksızlık yapmaz; lâkin insanlar kendilerine yazık ediyorlar. ﴾44﴿
Allah onları huzurunda topladığı gün, dünyada sanki gündüzün az bir vakti kadar kalmış gibidirler ve birbirlerini tanımaktadırlar. Allah'a kavuşmayı yalan sayıp da doğru yolu bulamayanlar ise hüsrana düşmüşlerdir. ﴾45﴿
Onlara vaad ettiğimiz şeyin bir kısmını sana göstersek de, göstermeden seni vefat ettirsek de, yine onların dönüşleri Bizedir ve Allah onların işleyip durdukları şeyin şahididir. ﴾46﴿
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiğinde, hiçbirine haksızlık edilmeden, aralarında adaletle hükmedilir. ﴾47﴿
Bir de diyorlar ki: Doğru söylüyorsanız, bu vaad ne zaman gerçekleşecek? ﴾48﴿
De ki: Allah dilemedikçe benim kendime ne bir yararım dokunur, ne bir zararım. Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiğinde de ne bir an geri bırakılır, ne de öne alınır. ﴾49﴿
De ki: Söyleyin bana, Allah'ın azabı gece uyurken veya gündüz vakti size gelecek olsa—bu mudur mücrimlerin çabuklaştırılmasını istedikleri şey? ﴾50﴿
Olan olduktan sonra mı ona inanacaksınız? Şimdi inandınız, öyle mi? Hani siz bunun çabuklaştırılmasını istiyordunuz? ﴾51﴿
Sonra da o zulmedenlere denir ki: Sürekli azabı tadın bakalım! Siz ancak kendi işlediklerinizin cezasını görüyorsunuz. ﴾52﴿
Bir de senden haber soruyorlar, “O gerçek mi?” diye. De ki: Evet. Rabbime and olsun, o gerçektir. Ve siz bundan yakayı asla kurtaramayacaksınız. ﴾53﴿