(O putlar mı daha hayırlıdır,) yoksa (ilk olarak mahlûkatı) yaratmaya başlayan, sonra (o yaratmayı âhirette tekrar) iâde eden ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran (Allah)mı? Allah ile berâber (başka) bir ilâh mı var? De ki: “Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, delîlinizi getirin!” ﴾64﴿
De ki: “Göklerde ve yerde Allah'dan başka kimse gaybı bilmez.” (Onlar) ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. ﴾65﴿
Hayır! Onların âhirete dâir bilgileri pekişmiş (kendilerine ard arda yeterince ma'lûmât verilmiş)tir. Fakat onlar (yine de) ondan şübhe içindedirler. Bil'akis onlar, ondan yana kördürler. ﴾66﴿
Hem inkâr edenler dedi ki: “Biz ve atalarımız, toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi muhakkak (kabirlerimizden) çıkarılacak kimseleriz?” ﴾67﴿
“Yemîn olsun ki biz de, daha önce atalarımız da bununla (bu diriltilme ile) va'd olunduk; bu evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.” ﴾68﴿
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da o günahkârların âkıbeti nasıl olmuş bakın!” ﴾69﴿
(Habîbim, yâ Muhammed!) Artık onlara karşı üzülme ve (size) tuzak kurmakta olduklarından dolayı sıkıntıda olma! ﴾70﴿
“Bir de eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, bu va'd (edilen azab) ne zaman?” diyorlar. ﴾71﴿
De ki: “Acele istiyor olduğunuz şeyin (azâbın) bir kısmı, belki size gelmek üzere olabilir!” ﴾72﴿
Hâlbuki şübhesiz Rabbin, insanlara karşı elbette pek büyük bir lütuf sâhibidir; fakat onların çoğu şükretmezler. ﴾73﴿
Ve muhakkak ki Rabbin, onların sîneleri neyi gizliyor ve neyi açıklıyorsa elbette bilir. ﴾74﴿
Çünki gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir kitabda (Levh-i Mahfûz'da) bulunmasın! ﴾75﴿
Şübhesiz ki bu Kur'ân, İsrâîloğullarına, hakkında ihtilâfa düşmekte oldukları şeylerin çoğunu anlatmaktadır. ﴾76﴿