Nebe' Sûresi
< 581 >
30. Cüz
Nebe' Sûresi
Ne şeyden soruşturuyorlar? ﴾1﴿ O pek büyük haberden. ﴾2﴿ O haber ki, onlar onda ihtilafa düşmüşlerdir. ﴾3﴿ Hayır. Yakında bileceklerdir. ﴾4﴿ Sonra hayır. Yakında bileceklerdir. ﴾5﴿ Yeri bir döşek yapmadık mı? ﴾6﴿ Dağları da birer kazık yapmadık mı? ﴾7﴿ Ve sizleri çiftler olarak yarattık. ﴾8﴿ Uykunuzu da bir dinleniş kıldık. ﴾9﴿ Geceyi de bir örtü kılmış olduk. ﴾10﴿ Gündüzü de bir geçim vakti yaptık. ﴾11﴿ Ve üzerinize sağlam sağlam yedi gök bina ettik. ﴾12﴿ Ve çok parıldayan kandil kıldık. ﴾13﴿ Ve o sıkıştıranlardan şarıl şarıl bir su indirdik. ﴾14﴿ Onunla daneler ve otlar çıkaralım (diye). ﴾15﴿ Ve sarmaşık bahçeler yetiştirelim diye. ﴾16﴿ Şüphe yok ki, O ayırdetme günü, tayin edilmiş bir vakitir. ﴾17﴿ O gün ki, Sûr'a üfürülür, artık bölük bölük geliverirsiniz. ﴾18﴿ Gök de açılmış artık kapı kapı oluvermiştir. ﴾19﴿ Dağlar da yürütülmüş de, su gibi görülen bir hayâl olmuştur. ﴾20﴿ Muhakkak ki, cehennem bir gözetilen yerdir. ﴾21﴿ Azgınlar için bir dolaşılıp gidilecek yerdir. ﴾22﴿ Onun içinde devirlerce kalıcılardır. ﴾23﴿ Orada bir serinlik, içilecek bir su tadamazlar. ﴾24﴿ Ancak bir kaynar su ve bir irin tadarlar. ﴾25﴿ Uygun bir ceza olarak. ﴾26﴿ Şüphe yok ki onlar, bir hesabı ummaz olmuşlardı. ﴾27﴿ Ve âyetlerimizi yalan saymakla yalan sayar olmuşlardı. ﴾28﴿ Ve her ne şey var ise Biz onu bir kitapta saydık (kaydettik.) ﴾29﴿ Artık tadınız, imdi size azaptan başkasını artırmayacağız. ﴾30﴿
سُورَةُ النَّبَأِ
< ٥٨١ >
الجزء٣٠
سُورَةُ النَّبَأِ
عَمَّ يَتَسَٓاءَلُونَۚ ﴿١﴾ عَنِ النَّبَاِ الْعَظ۪يمِۙ ﴿٢﴾ اَلَّذ۪ي هُمْ ف۪يهِ مُخْتَلِفُونَۜ ﴿٣﴾ كَلَّا سَيَعْلَمُونَۙ ﴿٤﴾ ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٥﴾ اَلَمْ نَجْعَلِ الْاَرْضَ مِهَادًاۙ ﴿٦﴾ وَالْجِبَالَ اَوْتَادًاۖ ﴿٧﴾ وَخَلَقْنَاكُمْ اَزْوَاجًاۙ ﴿٨﴾ وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًاۙ ﴿٩﴾ وَجَعَلْنَا الَّيْلَ لِبَاسًاۙ ﴿١٠﴾ وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًاۖ ﴿١١﴾ وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًاۙ ﴿١٢﴾ وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًاۖ ﴿١٣﴾ وَاَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَٓاءً ثَجَّاجًاۙ ﴿١٤﴾ لِنُخْرِجَ بِه۪ حَبًّا وَنَبَاتًاۙ ﴿١٥﴾ وَجَنَّاتٍ اَلْفَافًاۜ ﴿١٦﴾ اِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ م۪يقَاتًاۙ ﴿١٧﴾ يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ اَفْوَاجًاۙ ﴿١٨﴾ وَفُتِحَتِ السَّمَٓاءُ فَكَانَتْ اَبْوَابًاۙ ﴿١٩﴾ وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًاۜ ﴿٢٠﴾ اِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًاۙ ﴿٢١﴾ لِلطَّاغ۪ينَ مَاٰبًاۙ ﴿٢٢﴾ لَابِث۪ينَ ف۪يهَٓا اَحْقَابًاۚ ﴿٢٣﴾ لَا يَذُوقُونَ ف۪يهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًاۙ ﴿٢٤﴾ اِلَّا حَم۪يمًا وَغَسَّاقًاۙ ﴿٢٥﴾ جَزَٓاءً وِفَاقًا ﴿٢٦﴾ اِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًاۙ ﴿٢٧﴾ وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا كِذَّابًاۜ ﴿٢٨﴾ وَكُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا ﴿٢٩﴾ فَذُوقُوا فَلَنْ نَز۪يدَكُمْ اِلَّا عَذَابًا۟ ﴿٣٠﴾

Önceki Sonraki


logo